NOKTA’TÜL BEYAN
Noktatül Beyan isimli risalesinde ise bakın İnsan-ı Kamil’i nasıl tanımlıyor:
“Akl-ı külli ve nef-i külli insan-ı kâmildir;
Arş ve Kürsi’nin ondan ayrı olduğunu düşünme
Akl-ı küll ki, âlem-i kebirin halifesidir, onun varlığı Hakk varlığıdır. Onun sözü ve fiili Hakk kavli ve fiilidir hiç şüphesiz.”
“İnsan-ı Kamil olan kutub olur ve kutub âlemde bir olur ve Hakk’ın sıfatının mazhar-ı tammı kutubtur. Ve kutbun ukdesinde on sekiz bin âlem hardal tanesi gibidir.”
“İnsan, varlıkların övüncü ve yaratılmışların özüdür. Ve dünya ve ahiret Âdem içindir. Ve on sekiz bin âlem insan-ı kâmil’e secde eder. Zira insan-ı kâmilin gönlü o kadar geniştir ki; on sekiz bin âlem anın katında bir hardal tanesi gibidir.”
“Her kim kendi asrında kâmil buldu, şüphesiz Hakk’ı buldu. Yoksa henüz Muhammed’in kim olduğunu bilmeyen kimse, nerde kaldı ki göre!.”
“…Makamat-ı tevhid bunlardır. Bu yedi makama “beka ba’del fena” ile mütehakkık olmadıkça kâmil olamazlar.”
“Kâmilin nefesi yani ruhu tevhid yoluna delildir, çünkü Kâmilin ruhu ahadiyyetin ve zâtın mazharıdır. Kâmil insan ölmez, bir yerden bir yere intikâl eder. Hatta öldüğünde cesedi bile kırk günden fazla kabrinde kalmaz.”
“İnsan-ı kâmil Muhammed (S.A.S) ‘dır ve Muhammed’in tam varisidir. Mürşid de odur.”
{ Muhyiddin İbn Arabi (ks) }