Hz İbrahim’in dininden olmayan birisi kendisine misafir geldiğinde, İbrahim ona şöyle demiş: ‘Allah’ı birle ki, sana ikramda bulunayım, seni konuk edeyim.’ Adam: ‘Bir lokma yemek uğruna mı dinimi ve atalarımın dinini terk edeceğim?’ diyerek ayrılıp girmiş, Allah İbrahim’e şöyle vahyetmiş: ‘İbrahim! Adam doğru söyledi! Adam yetmiş senedir bana şirk koşuyor iken ben onu rızıklandırdım. Sen bir lokma uğruna dinini ve aralarının dinini terk etmesini istiyorsun.’ İbrahim hemen adama yetişerek, özür dilemiş, kendisine yemek yedirmek üzere geri dönmesini rica etmiş. Müşrik ‘Sana ne oldu?’ diye sorunca, ibrahim şöyle karşılık verdi: ‘Rabbim beni senden dolayı azarladı ve bana şöyle dedi: ‘Ben beni inkar etmesine rağmen yetmiş yıldır kendisini rızıklandırıyorum, sen bir lokma uğruna dinini ve atalarının dinini terk etmesini istiyorsun.’ Bunun üzerine müşrik şöyle demiş: ‘Benim gibi bir adam için mi bütün bunlar oldu? Öyle birine ibadet etmek gerekir.’ Sonra müslüman olarak İbrahim ile birlikte geri dönmüş. Sonra, İbrahim’in cömertliği yanına gelen Allah’ın bütün yaratıklarına yayılmıştı. Bu konuda kendisine soru soranlara ‘Ben cömertliği Rabbimden öğrendim, gördüm ki, Rabbim düşmanlarını bile zayi etmiyor, ben de onları zayi etmedim’ demiştir. Bunun üzerine Allah İbrahim’e ‘Sen benim gerçek dostumsun’ diye vahyetti.
Hz. Peygamber ‘Kişi dostunun dini üzeredir,
her biriniz kiminle dostluk yaptığına baksın’ buyurur.
{ Muhyiddin İbn Arabi (ks) }