HAKİKATTE VARINCA YOLLAR BİTER
“Tarikati Melâmet zannedenler”, sohbetlerinde çoğu kez “yol” tanımını kullanır, Melâmiliği de yol diye nitelendirirler.
Oysa Mevlana Hazretleri, Mesnevi’sinde şöyle buyuruyor. “Şeriat muma benzer; yol gösterir. Ele mum almadan, yol alınmaz. Yoldaki bu gidişin, bu yürüyüşün tarikattir. Gideceğin yere vardın mı, amacına ulaştın mı, bu da hakikattir. Bunun için demişler ki; Hakikatler meydana çıktı mı, yollar biter!” Nitekim Muhyiddin-i Arabî Hazretleri: “Hakk’ı yollarda arama, çünkü ortada O’na giden bir yol yoktur” diye buyuruyor.
İşte Melâmilik; yolların bittiği, başka bir deyişle, yolların, uzaklıkların, mesafelerin hiçbir zaman var olmadığının, Hakk’ı arayışın zannımızdan ibaret olduğunun ve gafletten kaynaklandığının zevk edildiği noktadır.
“..Bu Heba içinde akıl diye isimlendirilmiş olan Muhammedi hakikatinden (hakikat-i Muhammediye) başka Allah’a daha yakın bir şey bulunmamıştır. Böylelikle o, bütün âlemin efendisi ve varlıkta ilk ortaya çıkan şey olmuştur. Dolayısıyla onun varlığı, bu İlâhî nurdan, Hebadan ve tümel hakikatten meydana gelmiştir. Hebada onun hakikati, ardından âlemin hakikati Hz. Muhammed’in tecellisinden meydana gelmiştir. Ona en yakın kişi ise Hz. Ali b. Ebû Talib ve peygamberlerin sırlarıdır..”
{ Muhyiddin İbn Arabi (ks) }