DAVETÇİ

DAVETÇİ

Bir davetçinin Allah’a çağırdığı bir mecliste bulunup onun sözünün sana etkisini görmediğinde , ” Bu durum davetçinin dürüst olmayışındandır ” deme ! Eksiklik sendendir ve senin zatından kaynaklanmıştır. Çünkü Allah seni o esnada söyleneni kabul etme özelliğinde yaratmamıştır.

İnsaflı olan hatırlatıcı – davetçinin getirdiğini düşünür; söyledikleri doğru olduğu halde onları kabul etmemişse, eksikliğin kesinlikle – hatırlatandan değil – dinleyenden olduğunu anlar. Başka bir öğütçünün meclisinde bulunup aynı söz orada zikredildiğinde , bu kez söz ona etki eder ve – bilgisizce – bu öğütçünün doğru söylediğini belirtir, ‘ dürüst davranmış ve sözü kalbime tesir etmiştir ‘ der. Halbuki sen farkında değilsin de eksiklik sendendir.

Tesirin senin hakikati kabul etmenden kaynaklanmadığını bilmelisin. Çünkü söylenen söz, gerçekte iki öğütçüde de doğruydu. İlkinde değil de , bu mecliste tesirin gerçekleşmiş olması, ikinci öğütçüyle senin aranda veya zamanla senin aranda bulunan bir nispet ve bu ilişkiden kaynaklanmış ve bu nedenle öğüt sana tesir etmiştir ; yoksa tesir öğütçüye ait değildir.

Bazen bir öğütçüye inancın olmadan , ikinci hakkındaki inancın nedeniyle onun sözü sana etki eder. Öyleyse her durumda sana senden başkası veya benzer bir durumdan başkası tesir etmemiştir.

Fütuhat – c14,s136 – Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)