“BENİM KATIMDAN ÇIK!”

“..Sonra dedi ki: Benim katımdan çık. Çünkü senin gibi birisinin bana hizmet etmesi uygun değil.

Ben de kovulmuş bir halde çıktım. Şöyle buyurdu: ‘Beni ve yaratığımı yalnız bırak.’ Sonra dedi ki: ‘Onu döndürünüz.’ Bunun üzerine beni döndürdüler, bir anda önünde bulundum. Sanki onun müşahede yaygısından ayrılmamış ve varlığının mertebesinden uzaklaşmamıştım.

Dedi ki: Bana hizmet etmesi uygun olmayan kimse benim katıma nasıl girebilir? Sende hizmetin gerektirdiği saygı yoksa bu mertebe seni kabul etmeyecek ve ilk bakışta def edecektir. İşte sen, şimdi oradasın. O mertebenin sana olan iyiliğinin ve sevecenliğinin saygını, tecellisinin ise haşyetini artırmadığını gördüm.

Sonra dedi ki: Senin çıkartılmanı ve kendi miracına döndürülmem
emrettiğimde niçin bana sormadın? Ben sana kesin kanıt ve dil sahibi birisi olarak bildirirdim. Ey insan, ne çabuk unutursun!

Bunun üzerine dedim ki: Beni senin zatını müşahede etmenin yüceliği sarstı. Tecellilerinde biat elini tutman önüme düştü. Ben de bakıp bakmamakta tereddüt etim: Acaba gaybde hangi haber meydana geldi? O esnada kendime dönseydim, haberin bana benden verildiğini öğrenirdim. Fakat mertebe, başkasının görülmeyeceği bilgisini verdi. Ayrıca kendininkinden başka bir selamlayana bakılmayacağının bilgisini vermiştir.

Bunun üzerine şöyle dedi: Doğru söyledin ey Muhammed! Artık biricik makamda kal..”

{ Muhyiddin İbn Arabi (ks) }