ALLAH’IN EMRİ ( TEKLİFİ EMİR ) VE ALLAH’IN İRADESİ (TEKVİNİ EMİR )
” Hiçbir şey ilahi meşiyetin ( tekvini emrin ) dışında gerçekleşmez veya varlığın dışına çıkmaz. İlahi emre, günah diye isimlendirilen bir eylemle karşı çıkıldığında, söz konusu olan tekvini emir değil dolaylı ( teklifi ) emirdir. Çünkü meşiyet emri ( tekvini emir ) yönünden yaptığı bir işte hiç kimse Allah’ a karşı gelemez. Karşı gelmek dolaylı emir ( teklifi emir ) yönünden gerçekleşebilir.”
Füsus, 165 – Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
Tekvini emir : Meşiyet emri, ol emri, gizli emir.
Teklifi emir : Dolaylı emir, açık emir.
” Hakk’ ın doğrudan emrine hiç kimse isyan edemez, çünkü o kün ( ol ) emriyle gerçekleşir. Ol, olmayan bir şeye söylenebilir. Olmamak niteliğindeki bir şeyden direnme gelemez. İlahi emir dolaylı ( teklifi ) olursa, fiili emretmekle ilgili olabilir. Namaz kılmak veya zekat vermek emredilir ve namaz kıl denilir.Fiilin kipinden emir ismi türetilmiştir. Bu durumda insanlardan dileyenler itaat ederken, dileyen isyan eder.”Fütuhat-ı Mekkiyye 2 , 588 – Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
” İlahi emir ilahi iradeye karşı gelmez. Çünkü o ilahi iradenin tanım ve mahiyetine girer. Burada karışıklık emir kipini – böyle olmadığı halde – emir diye isimlendirmekle ortaya çıkmıştır. Kip irade edilmiştir. Hakk’ ın emirleri Peygamberlerin dili ile ifade edildiklerinde emir değil emir kipleridir; dolayısıyla onlara isyan edilebilir. Bazen gerçekleşmesi istenmeyen bir şey bu anlamda emredilebilir.
O halde hiç kimse Allah’ ın emrine isyan etmemiştir. Adem’ in muhatap olduğu ağaca yaklaşmakla ilgili yasağın, yasağı bildiren meleğin dili ile ilgili olduğunu anladık. Bunun üzerine ” Adem Rabbine isyan etti ” denilmiştir.”
Fütuhat-ı Mekkiyye 4 , 430 Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)