HASAN HİLMİ SOYYİĞİT DİVANI (ŞERHSİZ)

 

DUA
BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM

Elhamdulillâhi Rabbi’l-Âlemîn
Salavatullahi alel mürselîn
Ya Rab bizi kulluğuna kabul et
Hazret-i Muhammed’ine ümmet et
Kalbimizi Kur’an’a bağlı eyle
Dilimizi zikrinle daim eyle
Masivayı gönlümüzden çıkar at
Muhabbetle gönlümüzü eyle şad
Nefsimizle cihatta yardım eyle
Gerçek cihat ile muzaffer eyle
Tevhid bayrağını kalbimize dik
Salih kullarınla kıl bizi refik
Dünya telâşına düşürüp atma
Ukba pazarına müşteri yapma
Günah, sevap ile bizleri tartma
Ayrılık narına bizleri yakma
Bize bizden yakın olduğun bildir
Perde-i gafleti gözümden kaldır
2

Cemalin nuruna pervane eyle
Vuslat-ı aşkınla divane eyle
Kapına kabul et, kul köle eyle
Zülfünün teline aşina eyle
Muhammed Mustafa şah-ı enbiya
Habibine bizi bahşet Ya Hüda
Muhammedî edep ile giyindir
Ümmeti olmakla bizi sevindir
İki emanetten biri Kur’andır
Ya Rab bizi Kur’an ile uyandır
Ehl-i Beyti Rasul bize emanet
Sırr-ı Ehl-i Beyt’e bizi mahrem et
Yaradılış gayesin bize bildir
Ya Rab İslam üzre bizleri öldür
Habibin sancağı altında haşret
Şefaat-ı Muhammed’e nail et
Evlâd u iyale hidayet eyle
Cennetü’l-irfana hem dahil eyle
Kabul eyle Ya Rab dualarımız
Sana feda olsun cümle varımız
3
Hasan Hilmi daim Hakk’a niyaz et
İhvana hizmet et, Ya Rab kabul et
AMİN , AMİN , AMİN
Velhamdulillâhi Rabbil alemîn
El – Fatiha
04. 04. 2007

4
NEBİLER SERVERİ AHMED GELİYOR
Âlem-i İslâm’a müjdeler olsun
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Yeryüzü şenlensin, Gökler sevinsin
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Gizli hazinenin babı açıldı
Nur-u Muhammed’in nuru saçıldı
Akl-ı evvel ile kalem yapıldı
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Melekler var oldu nur-u Ahmed’den
Felekler var oldu nur-u Ahmed’den
Âlemler var oldu nur-u Ahmed’den
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Cümle varlıkların heyulasıdır
Âlemlerin tek Mustafa’sıdır
Evvelin, ahirin efendisidir
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Zat-ı Hakk’ın ismine muzaf olan
Habibullah sırrına mazhar olan
Rahmet-i Rahman’ın elçisi olan
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Âdem’i kurtardı toprak olmaktan
Âlemi kurtardı helâk olmaktan
İftihar eyledi beşer olmaktan
Nebiler serveri Ahmed geliyor
5
Enbiya-yı Kiram yolun gözledi
Ümmeti olmaya dua eyledi
Vasfını yad edip, haber eyledi
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Karanlık gecenin nurlu sabahı
Amine Hatun’un nurlu evlâdı
Cihanın sultanı, canların canı
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Kâbe’nin putları yere serildi
Kisranın sarayı çöktü, yıkıldı
Mecusinin odu, ocağı söndü
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Yeryüzüne indi binlerce melek
Nur ile bezendi, döşendi döşek
Şefaat diledi Rabbinden bebek
Nebiler serveri Ahmed geliyor
İsmini annesi koydu Muhammed
Rüyasında ona söylendi Ahmed
Ahmed ü Mustafa, Muhammed Mahmud
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Yerler, gökler ona selam veriyor
Dağlar, taşlar ona tazim ediyor
Muhammedü’l-Emin çok seviliyor
Nebiler serveri Ahmed geliyor
6
Ramazan ayının yirmi yedisi
Rabbu’l-Âlemin’in sır hazinesi
İnzal oldu Muhammed’e cümlesi
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Muhammed, Mustafa elinde Kur’an
Ashabı, ümmeti izinde her an
Kutlu doğum ile gönülden doğan
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Ruhumuz nuruna pervane senin
Canımız uğruna fedadır senin
Kur’an’ın, sünnetin şifadır senin
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Nasib oldu bize elini öptük
Hak Mürşidden Hakk’a biat eyledik
Şuhud üzre olup şahadet ettik
Nebiler serveri Ahmed geliyor
Ya Rab bizi ahde sadık kul eyle
Muhammed Mustafa’na ümmet eyle
Hasan Hilmi daim Hakk’ı zikreyle
Nebiler serveri Ahmed geliyor
20. 03. 2008
7
İSTİYOR GÖNLÜM
Hep seni anmak
İstiyor gönlüm
Aşkınla dolmak
İstiyor gönlüm
Seninle olmak
Nurunla dolmak
Emrinde olmak
İstiyor gönlüm
Seni çok sevmek
Sana sevilmek
Yolunda ölmek
İstiyor gönlüm
İlmine ermek
Zevkine ermek
Kemale ermek
İstiyor gönlüm
Dünyadan geçmek
Ukbadan geçmek
Cemale ermek
İstiyor gönlüm
Âdem’i bulmak
Hizmette olmak
Lâyık kul olmak
İstiyor gönlüm
8
Sabri’yi bulmak
Sırrına ermek
Ayniyet olmak
İstiyor gönlüm
Birle birlemek
Sevgiye ermek
Hasan’ı bilmek
İstiyor gönlüm
Kıbrıs 29. 09. 1983
9
YÂR YÜZÜNÜ GÖSTER BANA
Gündüz gece koşuyorum
Engelleri aşıyorum
Aşkınızla yanıyorum
Yâr yüzünü göster bana
Yanıp pürnur oluyorum
Pervaneye dönüyorum
Nuruna can atıyorum
Yâr yüzünü göster bana
Dost illeri geziyorum
Gönüllere giriyorum
Seni candan istiyorum
Yâr yüzünü göster bana
Seni candan seviyorum
Sevginle ben yaşıyorum
Böyle huzur buluyorum
Yâr yüzünü göster bana
Manâlara dalıyorum
Hikmetlerle doluyorum
İnciler hep saçıyorum
Yâr yüzünü göster bana
Sen zahir ben batınım
Sıfatullaha mazharım
Her yüzden sana nazarım
Yâr yüzünü göster bana
SABRİ’dir Hasan’ın yâri
Hasan’da Sabri’nin yâri
İki cihanda muradı
Yâr yüzünü göster bana
Kıbrıs 27. 09. 1983
10
SİZE GÖNÜLDEN MERHABA
Nura pervane olanlar
Aşk oduna can atanlar
Her an huzurda duranlar
Size gönülden merhaba
Yârin cemalin görenler
Gönülden Allah diyenler
Mürşide gönül verenler
Size gönülden merhaba
Al denileni alanlar
At denileni atanlar
Emre itaat edenler
Size gönülden merhaba
Allah için sevişenler
Sevgide yarış edenler
Cihana ışık verenler
Size gönülden merhaba
Sohbete mahrem olanlar
Sıfatullahla dolanlar
Ahlâkı güzel olanlar
Size gönülden merhaba
Cumaya koşup gelenler
Mürşidin elin öpenler
Rızaya nail olanlar
Size gönülden merhaba
11
Taklidini terk edenler
Tahkik imana erenler
İman-ı kâmil bulanlar
Size gönülden merhaba
Telkin ile yaşayanlar
Takdire bağlı olanlar
Sabri’yle Hakk’ı bulanlar
Size gönülden merhaba
Hasan’a dostum diyenler
Dostunu candan sevenler
Varını feda edenler
Size gönülden merhaba
Kıbrıs, 04. 10. 1983
12
MUHAKKAK
Hak mürşidi bulanlar
Emre muti olanlar
Daim Allah diyenler
Aşka erer muhakkak
At denileni atanlar
Al denileni alanlar
Fail Hak’tır diyenler
Zevke erer muhakkak
Nisbeti terk edenler
Tecelliye erenler
Mevsuf şuhud edenler
Sırra erer muhakkak
Telkin ile ölenler
Diyet-i Hak olanlar
Mevcut Hak’tır diyenler
Zata erer muhakkak
Can verip can alanlar
Hak zahir zevk edenler
Hep “Enel Hak” diyenler
Canan olur muhakkak
Hakk’ı, halkta görenler
Halka hizmet edenler
Daim salat kılanlar
Miraç eder muhakkak
13
Edep, erkan bilenler
Doğru yoldan gidenler
Mütevazı olanlar
Makbul olur muhakkak
Seyr-i sülûk edenler
Ender beka bulanlar
Hasan’a yâr olanlar
Mahbub olur muhakkak
1984, Kıbrıs
14
SIFATULLAH
Sıfatullah bize ata
Günden güne geldik farka
Kim binerse aşk burağa
Eder seyran önden sona
Görür evvelini bir nur
Kamu eşyada hem zahir
Giyinmiş cümle libaslar
Tanır onu hep âşıklar
Varır eteğini tutar
Yoluna canla, baş koyar
Cümle sevdasından geçer
Olur ebed mestanesi
Sonu yoktur bu ahvalin
Tükenmez demleri anın
Âşık, maşuk birdir bilin
Cem olur gönlünde şahın
O şahın kapısı yüce
Giremez o yere cüce
Nefsini teslim et Pîr’e
Ki Hak’tan inayet ere
Nefsin esir olsun Ruh’a
Ruhun sana Hak’tan ata
Seyrangahın olsun sema
Nüzul et de in sen arza
15
Buyurdu Hak Kur’an’ında
“Arz döşendi sizin için
Yiyin, için hem de gezin
Çok şükredin küfretmeyin”
İhsandır nimetin şükrü
Cennettir arifin yurdu
Habibullah ne buyurdu
“Hubbul vatan imandandır”
Kâmil insan çok zikreder
Hakk’ı, batılı fark eder
Cemâl-i yâri seyreder
Sultan ile sohbet eder
Hasan, o sultanın eli
Kapladı arş-ı alâyı
O’dur bu mülkün sahibi
Hemen sana ilham eder
Kıbrıs, 06. 02. 1984
16
YOLUN AÇIK OLSUN CANIM KARDEŞİM
Yıl seksendört, yirmidört şubat, Cuma
Şöyle bir tefekkürle çıktım yola
Gidiyorum dere, tepe aşıp dosta
Yolun açık olsun canım kardeşim
Bizden selâm söyle gittiğin yere
Halimi arz eyle ol yüce yâre
Ümidim kesmezem güler fakire
Yolun açık olsun canım kardeşim
Yolun vardı yârin cemalin gördün
Sohbet ettin zevk u sefayla doldun
Söyle bize yârdan neler getirdin
Yolun açık olsun canım kardeşim
Geldim size yârdan haber vereyim
Davet-i Rahman’ı arz eyleyeyim
Salat-ı hamseyi aşkla kılalım
Yolun açık olsun canım kardeşim
Müminin miracı namaz denildi
Namazın hikmeti Pîr’den bilindi
Hakk’a kıyam, rükû, secde edildi
Yolun açık olsun canım kardeşim
Teşehhütte oku ettahiyyat’ı
Çok getir diline hem salavatı
Gönlünde bulursun ol padişahı
Yolun açık olsun canım kardeşim
Hasan’ın seferi yine Hasan’a
İlikten, damardan candan o yana
Buluştu, bilişti erdi Sabri’ya
Yolun açık olsun canım kardeşim
24. 02. 1984, Kıbrıs
17
BUGÜN BAYRAM, BUGÜN SEYRAN
Gönlümüze hikmet doğdu
Enfüs, afak nurla doldu
Seven, sevilen bir oldu
Bugün bayram, bugün seyran
Hale geldi sevdiğimiz
Hal ilmidir tahsilimiz
Mürşidimiz rehberimiz
Bugün bayram, bugün seyran
İfna oldu ağyarımız
Beka buldu varlığımız
Cana sefa erkanımız
Bugün bayram, bugün seyran
Gönüldedir mekanımız
Kelimullah lakabımız
Melâmettir sıfatımız
Bugün bayram, bugün seyran
Evliyalar yolundayız
Himmet ile yanındayız
Habibullah ümmetiyiz
Bugün bayram, bugün seyran
Bizden bize yakînimiz
Kaldırdık candan perdemiz
Cananımız vekilimiz
Bugün bayram, bugün seyran
18
Hüseyin Sabri şeyhimiz
Nefhasıyla dirileniz
Andan aldık telkinimiz
Bugün bayram, bugün seyran
Aşk ilinden gelenleriz
Gören, bilen arifleriz
Hasan Hilmi’den söyleriz
Bugün bayram, bugün seyran
Kıbrıs, 17. 03. 1984
19
SEN ŞAHIMIZ HACI BABAM
Hamil-i nur-u Muhammed
Vâris-i şah-ı Nübüvvet
Sahib-i sırr-ı Velayet
Sen şahımız Hacı Babam
Telkini mutlaktan veren
Nefhasıyla hayat veren
Gönüllerimiz fetheden
Sen şahımız Hacı Babam
Efendisiyle birleşen
‘Emir sendendir’ söyleyen
‘Yolundadır Sabrin’ diyen
Sen şahımız Hacı Babam
Sadakatte büyük önder
Sehavette önde gider
Cesaretini Hak över
Sen şahımız Hacı Babam
Tevhide verdin ömrünü
Bağladın Hakk’a özünü
Mevlâm duyurdu sözünü
Sen şahımız Hacı Babam
Cihan seninle övünür
Hak ancak senden görünür
Manâ dilinden çözülür
Sen şahımız Hacı Babam
20
Sana biat, Hakk’a biat
Hakk’a biat, sana biat
İhsanındır bize vuslat
Sen şahımız Hacı Babam
Melâmetin özü sende
Yaşantısı sözü sende
Halden öte hal var sende
Sen şahımız Hacı Babam
Varsa bir yerde merdane
Çıkamaz asla meydane
Makam-ı Kabe Kavseyn’de
Sen şahımız Hacı Babam
Kıblesisin tariklerin
Dermanısın dertlilerin
Önderisin önderlerin
Sen şahımız Hacı Babam
Esmada Hüseyin Sabri
Müsemmada Hak vallahi
Nurun alâ nur cemali
Sen şahımız Hacı Babam
Her zerremde fail sensin
İlmim, iradem hep sensin
Ben yoklukta varım sensin
Sen şahımız Hacı Babam
21
Kalem sensin, kelâm sensin
Kader sensin iman sensin
Levh-i mahfuz dahi sensin
Sen şahımız Hacı Babam
Kenz-i mahfisin sırrımda
Cananımsın bu canımda
Dünyada ve ukbamızda
Sen şahımız Hacı Babam
İlim senin, hikmet senin
Bütün güzellikler senin
Hasan Hilmi kölen senin
Sen şahımız Hacı Babam
02. 08. 1989
22
MELÂMİLERİZ
Hakikat ilminin salikleriyiz
Hüseyin Sabri’nin dervişleriyiz
Her nefeste Hakk’ı zikredenleriz
Biz abdestli olan Melâmileriz
Elimizde Kur’an yolumuz nurdan
Pîr Muhammed Nur’dur bizlere bürhan
Namaza müdavim, orucu tutan
Biz şeriatli pak Melâmileriz
Soyunan şirkinden, geçen benlikten
Ölmezden evvel hem, nefsinden ölen
Hay olup Hak ile Hak yolda giden
Biz tarikatı Hak Melâmileriz
Elestü bezminde ikrarın veren
Cemalin keşfeden cemale eren
Vahdetin zevkini vahdette bulan
Hakikate eren Melâmileriz
Rasul-i Zîşan’ının zuhuruyuz biz
Alleme’l-Esma’nın sahibiyiz biz
Tecelli sıfatın mazharıyız biz
Marifete eren Melâmileriz
Sıfatı zatında zat sıfatında
Her daim tecelli ile bir şanda
Cem eden Hak ile halkı bir anda
Âdem oğlu Âdem Melâmileriz
23
Kemal-i edeple huzura varan
Ev edna bahrını seyrana gelen
Sırr-ı Kur’an, ism-i azam okuyan
Muhabbetle dolu Melâmileriz
Hasan Hilmi’mizden ilan ederiz
Halkı Hakk’a davettir görevimiz
Ehl-i sünnet vel cemaat yolumuz
Özü, sözü doğru Melâmileriz
19. 01. 1993
24
HALKA-İ ZİKRE GEL
Ehl-i zikir daim zikrullah eder
Gönül huzur bulur gider gam, keder
Muhabbet bağının gülleri açar
Halka-i zikre gel, davetimiz var
Haber sorar isen canan ilinden
Kurtulmak gerektir nefsin elinden
Talim et zikrullah aksın dilinden
Halka-i zikre gel davetimiz var
Perdedir, varlıkla varılmaz Pîre
Kulak ver sözüme, benliksiz dinle
Sakın ha söyleme “Bilirim ben de”
Halka-i zikre gel davetimiz var
Tevazu edeni Allah yüceltir
Severse kulunu Allah söyletir
Söyleyene değil söze bakılır
Halka-i zikre gel davetimiz var
“El insan vel Kur’an teveman” dedi
Ruhundan ruh verdi halife etti
Âdem’i zatına mirat edindi
Halka-i zikre gel davetimiz var
İnsan dışı bir şey sakın arama
Hayale aldanıp şaşırıp kalma
Bal deyip şişeyi dıştan yalama
Halka-i zikre gel davetimiz var
25
Özünü bulmaya bir delil ara
Bütün saltanatın ver sen bir pula
Talip ol yokluğa, bakma varlığa
Halka-i zikre gel davetimiz var
Evvel, ahir, zahir, batın hep Hu’dur
Gayrı ne var a canım dem de budur
Hasan Hilmi sana seni buldurur
Halka-i zikre gel davetimiz var
15. 01. 1995
26
CANIM EFENDİM
Rahmanın kokusu gelir Mekke’den
Vuslatın zevkidir bizi inleten
Nice aşıkları bağrına basan
Bizi de unutma canım efendim
Giyinmiş ihramı tavaf ediyor
Tecellî zatını şuhud ediyor
Zatından zatına gurub ediyor
Bize de himmet et canım efendim
Nice kez buluştu âşıkla maşuk
Bu kutsi vuslata melekler tanık
Akıllar mat olmuş, gönüller yanık
Bize de lütfeyle canım efendim
Tecelli sıfatın her yüzden zahir
Rengarenk simalar, libaslar tahir
Muhammed mukimdir hüccac misafir
Bizi de davet et canım efendim
Beled-i eminde emin insanlar
Dünya ve ukbadan geçen insanlar
Şahadet sırrına eren insanlar
Bize de sırrın aç canım efendim
Bir aciz kulunum uzak diyarda
Aşkınla mecnunum aklım firarda
Tabibe’l-Kulûb’tur derdime deva
Bize de şifa et canım efendim
Âşıkların size selâm ediyor
Gönülden daima dua diliyor
Hasan Hilmi’n bunu beyan ediyor
Bizi de kabul et canım efendim
13. 04. 1995
27
SEHER VAKTİ
Vakt-i seher methe değer
Hak nurları kalbe doğar
Gönül huzur ile dolar
Seher vakti, seher vakti
Kuşlar öter Hu Hu diye
Rüzgar eser Hu Hu diye
Derviş döner Hu Hu diye
Seher vakti, seher vakti
Rızıklar anda dağılır
Rahmetler arza saçılır
Melekler yerde dolaşır
Seher vakti, seher vakti
Uyanır uykudan gözler
Yıkanır el, ayak, yüzler
Hakk’a secde eder kullar
Seher vakti, seher vakti
Eller açılır semaya
Diller yalvarır Mevlâ’ya
Melekler amin der duaya
Seher vakti, seher vakti
Güller kokusunu saçar
Bülbül güle doğru uçar
Kimi ağlar, kimi güler
Seher vakti, seher vakti
28
Bilinmez sırları anın
Ey dostlar artık uyanın
Her nefeste Hakk’ı anın
Seher vakti, seher vakti
Her şey Allah der, zikreder
Hak, kulunu böyle sever
Hasan Hilmi cana değer
Seher vakti, seher vakti
26. 04. 1995
29
MAHMUD ALİ’ME
Sevgi dolu yüreğinle
Kömür gibi gözlerinle
O bembeyaz pak teninle
Ne güzelsin Mahmud Alim
Hem zeki, hem akıllısın
Sen canımın cananısın
Gözümün nuru, oğlumsun
Ne güzelsin Mahmud Alim
Sana nazarlar değmesin
Mevlâm seni hep korusun
Kalbin iman ile dolsun
Ne güzelsin Mahmud Alim
Dilin, kalbin zikreylesin
Tevhide hizmet edesin
Babanı sevindiresin
Ne güzelsin Mahmud Alim
İlmi tahsil edeceksin
Hak yolundan gideceksin
Halka hizmet edeceksin
Ne güzelsin Mahmud Alim
İnsanları seveceksin
Kötülüğü defedersin
İyilikler yapacaksın
Ne güzelsin Mahmud Alim
30
Hüseyin Sabri’dir deden
Bize daim dua eden
Hak yolunu hem gösteren
Ne güzelsin Mahmud Alim
Hak ismine lâyık kılsın
Bizleri de sevindirsin
Hasan Hilmi seni sevsin
Ne güzelsin Mahmud Alim
01. 01. 1999
31
DERVİŞLERİN HAYRANIYIM
Hak feyzine mazhar olan
Dervişlerin hayranıyım
Hak mürşide bende olan
Dervişlerin hayranıyım
Letafet var sözlerinde
Zikr-i daim kalplerinde
Hikmetler var hallerinde
Dervişlerin hayranıyım
Âşık, sadık, ariflerdir
Gönüllere girenlerdir
Doğru yoldan gidenlerdir
Dervişlerin hayranıyım
Allah için sevişirler
Hizmette yarış ederler
Hep Hakk’a nazar ederler
Dervişlerin hayranıyım
Sen, ben davaları yoktur
Dünya telaşları yoktur
Nisbet vücutları yoktur
Dervişlerin hayranıyım
Ukbaya nazar etmezler
Hiçbir yerde eğlenmezler
Masivaya meyletmezler
Dervişlerin hayranıyım
32
Aşk iledir kullukları
Tevazudur makamları
Sırrullahtır hem sırları
Dervişlerin hayranıyım
Tarife girmez halleri
Hakk’a mekan gönülleri
Hasan Hilmi sever sizi
Dervişlerin hayranıyım
13. 12. 2001
33
İSMET HOCA
Can mürşidin erlerinden
Muhabbet akar dilinden
Kalem hiç düşmez elinden
Sır Kâtibi İsmet Hoca
Hizmeti çoktur ihvana
Mazhar olmuştur ilhama
Mahrem olmuştur esrara
Sır Kâtibi İsmet Hoca
Şeyhin izinden ayrılmaz
Mutlak sözü hiç kaçırmaz
Bıkmaz, usanmaz, yorulmaz
Sır Kâtibi İsmet Hoca
Halvet olmuştur dost ile
Girmiştir harem-i ismete
Nail olmuştur devlete
Sır Kâtibi İsmet Hoca
Mürşidimin kâtibidir
Sırlarının şahididir
İlmullahın vârisidir
Sır Kâtibi İsmet Hoca
Ezel, ebed kardeşimsin
Hiç şüphesiz bir velisin
Gönlümüzde yer tutansın
Sır Kâtibi İsmet Hoca
34
Sırr-ı hilâfete erdin
Kabe Kavseyn’e ulaştın
Ademiyet anda buldun
Sır Kâtibi İsmet Hoca
Bütün ihvan sizi sever
Bu göreve lâyıktır der
Hasan Hilmi ilân eder
Sır Kâtibi İsmet Hoca
Ser Kâtibi İsmet Hoca
16. 12. 2001
35
MELÂMET
Allah’ı Rasulullah’ı
Tevhid etmektir Melâmet
Fena ender fena olup
Hakk’a ermektir Melâmet
Hak yüzü insan yüzünden
Görmek demektir Melâmet
Vuslat-ı yarla halvet olup
Zevke ermektir Melâmet
Nam u nişandan soyunup
Üryan olmaktır Melâmet
Hak libasıyla giyinip
Sırra ermektir Melâmet
Telkini mutlaktan alıp
Hak’ka biattır Melâmet
Her nefeste zakir olup
Temizlenmektir Melâmet
Kur’an, Sünnet yaşamaktır
Ehl-i sünnettir Melâmet
Mana hikmetlerle dolup
Kemal bulmaktır Melâmet
Hak velilerin sırrına
Ermek demektir Melâmet
Hak Rasullerin ilmine
Vâris olmaktır Melâmet
36
Can mürşidin sohbetine
Gönül vermektir Melâmet
Sadakatle emrin tutup
Sadık olmaktır Melâmet
Masivayı gönüllerden
Silip atmaktır Melâmet
Mavera-yı akl içinde
Sohbet etmektir Melâmet
Fatiha dersin okumak
Sırr-ı Kur’an’dır Melâmet
Ehadis sırrın anlamak
Nur-ı Nebi’dir Melâmet
Künt-ü Kenz’in miftahıdır
İlm ü irfandır Melâmet
Hasan Hilmi’nin canıdır
Can u canandır Melâmet
16. 03. 2002
37
NUR-U TEVHİD İLE GÖNÜLLER AÇANDIR
Mürşidin vücudu, libas-ı nebidir
Libas içre görünen ta kendisidir
O evvel, ahir, zahir hem de batındır
Nur-u tevhid ile gönüller açandır
Kesret içre mukayyettir, değişendir
Fakirliği ile iftihar edendir
Sabahlara kadar ibadet edendir
Nur-u tevhid ile gönüller açandır
Nebilerde nübüvveti izhar etti
Velilere velâyeti ikram etti
Ariflere her yüzden nikabını açtı
Nur-u tevhid ile gönüller açandır
Hakikat-ı Muhammedi bir ismi
Tafsilat ile hakikatı şerh etti
Kur’an, hadis makamların talim etti
Nur-u tevhid ile gönüller açandır
Hadis-i Kudsinin manası Hak’tandır
O mananın sözleri peygamberdendir
Bu makamı Kabe Kavseyn’in zevkidir
Nur-u tevhid ile gönüller açandır
Ev edna sırrında Ehaddir, Ahmettir
Bu makama ilmin taalluku yoktur
Zat-ı akdes, zat-ı mukaddes tek Hu’dur
Nur-u tevhid ile gönüller açandır
38
Ulûhiyet, Rububiyet nüzûlüdür
O zatında nüzûlden de münezzehtir
Sıfat u esmaya bir tecellisidir
Nur-u tevhid ile gönüller açandır
Ademdir miratı, sıfatı hem zatı
Hak mürşid-i kâmildir, cihanın canı
Hasan Hilmi ikrar eyle, bul imanı
Nur-u tevhid ile gönüller açandır
12. 06. 2002
39
SEVDİĞİN UĞRUNA ÖLMEDEN OLMAZ
Men aref sırrına ermek istersen
Bir kâmil mürşide varmadan olmaz
Her yüzden canana ermek dilersen
Nefsinden soyunup ölmeden olmaz
Zan, evham hayale vücut mu dersin
Vacibu’l-Vücud’a nasıl erersin
Aşkullah uğruna her şeyin yansın
Mürşidin emrine uymadan olmaz
İnsana delildir Hazret-i İnsan
Sureti beşerdir manası insan
Nebiler, veliler cümlesi insan
Ahsen-i takvime ermeden olmaz
Kur’an’ın sırrına ermek dilersen
Manâlar, hikmetler dolmak dilersen
Mukaddes mahbuba ermek dilersen
Candan içre anı sevmeden olmaz
Hazret-i Resul’e ereyim dersen
Sıfatıyla sıfatlanmak dilersen
Nefs-i Raziye’ye ermek istersen
İrci’i emrine uymadan olmaz
Teklif-i İlâhi cana şifadır
Mü’mine miraçtır başlara tacdır
Hak’la olan amel, salih ameldir
Her nefeste anı kılmadan olmaz
40
Perdeli göz ile Hakk’a bakılmaz
Kulak sağır ise sohbet dinlemez
Hüseyin Sabri’yi herkes bilemez
Eline sarılıp öpmeden olmaz
Hasan Hilmi sen bu nasihatleri
Önce kendine ver, hiç kalma geri
Gönlün olsun sevgilinin mekanı
Sevdiğin uğruna ölmeden olmaz
30. 06. 2002
41
HAK CEMALİN AŞIKLARI
Hak cemalin aşıkları
Canda canan bulanlardır
Hak sohbetin sadıkları
Mürşid sözün duyanlardır
Hidayet oldu Mevlâdan
Tevbe ettik biz günahtan
Zandan, evhamdan, hayalden
Kurtulup hem bulduk eman
Zikir verdi dilimize
Şükür verdi kalbimize
Şuur verdi fikrimize
Can mürşidim rehber bize
Telkin ile tevhid etti
Nisbetlerim ifna etti
Şirk-i hafiden kurtardı
Zat-ı Hakk’a mazhar etti
Nur oldu enfüs âfakım
Cemalullahtır mutadım
Muhabbetullah sevabım
Ruhullah sırrıdır sırrım
Nüzul ile kul oluruz
Sıfatullahtır örtümüz
Hak’la görür işitiriz
Şah-ı Rusul şefi’imiz
42
Kabe Kavseyn iki nurdur
Vahdet, kesret bir vücuttur
Hüvel vacibu’l-mevcuttur
İkrar ile imanımız
Bizden bizedir kıblemiz
Hüseyin Sabri şeyhimiz
Hasan Hilmi’dir kölemiz
Nur Muhammed ayinemiz
13. 12. 2002
43
HACI SABRİ SALİKİYİZ
Zikredeni Hak zikreder
Şükredene ikram eder
Pîr yüzünden irşad eder
Pîr Muhammed varisiyiz
Hacı Sabri salikiyiz
Nasibimiz ezeldendir
Telkinimiz mutlaktandır
İmanımız muhakkaktır
Pîr Muhammed varisiyiz
Hacı Sabri salikiyiz
Nefes etti toprağıma
Diyet oldu varlığıma
Can oldu hem bu canıma
Pîr Muhammed vârisiyiz
Hacı Sabri salikiyiz
Kuvvemde zahir olan Hak
Haktır söyleyen “Enel Hak”
Ten, beden, can, ruh hepsi Hak
Pîr Muhammed varisiyiz
Hacı Sabri salikiyiz
Hakk’ın zahir kullarıyız
“İyyake nabudu” deriz
Sıfatınla görüneniz
44
Pîr Muhammed varisiyiz
Hacı Sabri salikiyiz
Tefrikamız vardır bizim
Kulluğumuz vardır bizim
Sohbetimiz vardır bizim
Pîr Muhammed varisiyiz
Hacı Sabri salikiyiz
Cem ile farkı camiyiz
Surette Hasan Hilmi’yiz
Şuhudullah’tır ilmimiz
Pîr Muhammed varisiyiz
Hacı Sabri salikiyiz
22. 01. 2003
45
SENİNLE BİZE
Dinimiz İslâm’ı getirdin bize
Kur’an’ın hikmetin bildirdin bize
Güzel ahlakınla öndersin bize
Mevlânın rahmeti seninle bize
Hak hidayet etti İslâm’a girdik
İslâm’ın zevkine imanla erdik
İman-ı kâmil’i mürşitle bulduk
Mürşidin himmeti seninle bize
Vahy-i İlâhiye muhatap sensin
Cümle enbiyanın serveri sensin
Velilerin canı, cananı sensin
Rabbimin sohbeti seninle bize
İnse, cinne rahmet senin şanındır
Mücrime şefaat senin hakkındır
Arz ile semalar senin varındır
Rabbimin ikramı seninle bize
Hakikat güneşi seninle doğdu
Dolanmaz gün oldu nur ile doldu
Bulanlar Mevlâyı seninle buldu
Mevlânın ihsanı seninle bize
Kesafette kalan surette kalır
Bu suretler birer birer bozulur
Sureti giyinen bir gün çıkarır
Rabbimin hikmeti seninle bize
46
Letafet vücudun tarife sığmaz
Zaman mekan ile tahdit edilmez
O gün bugün halin, herkes bilemez
Halde tevhidimiz seninle bize
Hüseyin Sabri’dir bugün vekilin
Âşıklara bayram Mevlid kandilin
Salat u selâmla dostlar sevilin
Allah’ın rahmeti seninle bize
Hasan Hilmi senin kapında kuldur
Himmetinle nur cemalini buldur
Muhammedî ahlak ile giyindir
Muhammedî ahlak seninle bize
13. 02. 2003
47
ÂŞIKLARA AŞKI İHSANI HAKK’IN
Cemalin aşkına döner âşıklar
Ol aşk ile candan geçer âşıklar
Canda cananını bulur âşıklar
Âşıklara aşkı ihsanı Hakk’ın
Kesafet varlığın aşk ile erir
Aşığı maşuka aşk eriştirir
Maşuktan gayrıyı cümle sildirir
Âşıklara aşkı ihsanı Hakk’ın
Aşk olur aşığın dini imanı
Her nefeste kılar salat-ı aşkı
Aşktan başka yoktur günah-sevabı
Âşıklara aşkı ihsanı Hakk’ın
Dünya, ukbasından aşk ile geçer
Canan illerinde aşk ile gezer
Manalar, hikmetler aşk ile söyler
Âşıklara aşkı ihsanı Hakk’ın
Tatmayan aşığın halini bilmez
Sureti görürde, sırrını bilmez
Zevk u sefasına asla eremez
Âşıklara aşkı ihsanı Hakk’ın
Varını maşuka kurban etmiştir
Vahdetle, kesreti bir eylemiştır
Aşığın varını Hak kaplamıştır
Âşıklara aşkı ihsanı Hakk’ın
Âşıklar bahçesi güllerle dolu
Kırılmış dikeni Rahman kokulu
Hasan Hilmi ol sen âşıklar kulu
Âşıklara aşkı ihsanı Hakk’ın
18. 03. 2003
48
SURETLE ZAHİRSİN RUHLA BATINSIN
Güzel isimlerin sahibi sensin
Her bir isme bir elbise giyensin
Bunca renge şekle boyanan sensin
Suretle zahirsin ruhla batınsın
Bilinmek istedin âlem yarattın
Rahmani nefesten Âdem yarattın
Âdem’le âleme sırrını saldın
Âdem’le zahirsin ruhla batınsın
Esma ve sıfatın mazharı âlem
Âlemin canı hem cananı Âdem
Âlem suretidir, manâsı Âdem
Suretle zahirsin ruhla batınsın
Cümle enbiyanın daveti sensin
Cümle evliyaya hayat verensin
Nebî velilerden görünen sensin
Nebîde zahirsin velide batın
Varlığı kullarla taksim eyledin
Kulun lisanından kendin söyledin
Sevdiğim kuluma veririm dedin
Kulunla zahirsin ruhla batınsın
Mahlukun dilinden Allah diyensin
Her zerrede varın ilân edensin
Kesretle vahdeti cem eyleyensin
Kesretle zahirsin ruhla batınsın
Ehl-i aşka ayan hem de beyansın
Gönlümüze sultan hem de Sübhan’sın
Hasan Hilmi’ye de hayat verensin
Suretle zahirsin ruhla batınsın
12. 05. 2003
49
MELÂMİYİZ NEFSİMİZİ KINARIZ
Mürşid-i Kâmil’e vardı yolumuz
Tevbe-i Nasuh’la tuttu elimiz
Her nefeste Allah Allah zikrimiz
Melâmiyiz nefsimizi kınarız
Abdestsiz gezmeyiz ehli zikiriz
Huzurdan çıkmayız ehli fikiriz
Zikirle, fikrimiz bir edenleriz
Melâmiyiz nefsimizi kınarız
Ef’alimiz Hakk’a teslim etmişiz
Sıfatullah ile seyran etmişiz
Ef’al, sıfat, zatı Hakk’a vermişiz
Melâmiyiz nefsimizi kınarız
Fena-i nefs ile beka bulmuşuz
Beka-i ruh ile vücut bulmuşuz
Vacibu’l-Vucud’a mazhar olmuşuz
Melâmiyiz nefsimizi kınarız
Fena-i ruh ile beka sırrımız
Sırr-ı hikmetlere daim mazharız
Kullukta sultanlık zevkin tadarız
Melâmiyiz nefsimizi kınarız
Vahdetten kesrete nüzul eyleriz
Kesrette vahdeti şuhud eyleriz
Bazen Hak’la, bazen halkla oluruz
Melâmiyiz nefsimizi kınarız
50
İki yolla Hakk’a yakîn oluruz
Kurb-i feraizde batın oluruz
Kurb-i nevafille zahir oluruz
Melâmiyiz nefsimizi kınarız
Hüseyin Sabri’den talim ederiz
Himmet ile muhabbetler ederiz
Hasan Hilmi’ye de ilham ederiz
Melâmiyiz nefsimizi kınarız
12. 05. 2003
51
SIRR-I HİKMETE ERDİLER
Dost uğruna can verenler
Ölmezden evvel ölenler
Kabri vahdete girenler
Sırr-ı hikmete erdiler
Perde kalktı gözlerinden
Manâ aktı dillerinden
Rahmet coştu yüzlerinden
Sırr-ı hikmete erdiler
Dostu ona dostum dedi
Mahremine alıp sevdi
Türlü libaslar giydirdi
Sırr-ı hikmete erdiler
Mülküne mâlik eyledi
Tahtına vâris eyledi
Canlara canan eyledi
Sırr-ı hikmete erdiler
Gözünden görenim dedi
Dilinden dönenim dedi
Diyetin olurum dedi
Sırr-ı hikmete erdiler
Halvet oldu dostu ile
Beka buldu dostu ile
Sefa buldu dostu ile
Sırr-ı hikmete erdiler
52
Hakk’ın zahir kullarıdır
Hakk’ın yakın kullarıdır
Naz, niyazın üyesidir
Sırr-ı hikmete erdiler
Sırat, köprü geçmediler
Hesap, mizan görmediler
Hiçbir yerde durmadılar
Sırr-ı hikmete erdiler
Allah ehli anlatılmaz
Hallerine akıl ermez
Hasan Hilmi herkes bilmez
Sırr-ı hikmete erdiler
24. 05. 2003
53
O GÜN BU GÜN ZEVK EYLEDİK
Bugün bize hitap oldu
Gönlümüz huzurla doldu
Dost, nikabını kaldırdı
O gün bu gün zevk eyledik
Manâ çözüldü dilinden
Kevserler aktı feminden
Gözler kamaştı nurundan
O gün bu gün zevk eyledik
Bir hal olduk halden öte
Zaman ve mekandan öte
Tarif olunmaz söz ile
Ogün bugün zevk eyledik
Nur Muhammed zuhur etti
Hakikat güneşi doğdu
Her yanım nurlarla doldu
Ogün bugün zevk eyledik
Evvel olan beni gördük
Ahirinde hem tanıdık
Zahir, batın bir eyledik
Ogün bugün zevk eyledik
Hakk’ın nicedir günleri
Baharlar, yazlar, kışları
Toprak, deniz, gök burçları
Ogün bugün zevk eyledik
54
Suret nakşın ref eyledik
Mazi, ati hal eyledik
Sohbeti Hak’tan dinledik
Ogün bugün zevk eyledik
Kimdir köle kimdir sultan
Candan içre canan bulan
Hüseyin Sabri’ye inan
Ogün bugün zevk eyledik
Hasan Hilmi tut dilini
Verme nadana sırrını
Allah artırsın zevkini
Ogün bugün zevk eyledik
24. 12. 2003
55
HİKMET
Hikmet mürşidin ilmidir
Hikmet ehlinden bilinir
Hikmetlere ermek için
Hak mürşide varmak gerek
Hikmet sırr-ı ilâhidir
Hak mürşidin telkinidir
Sırr-ı hikmet bulmak için
Telkine sadakat gerek
Hikmet Hakk’ı çok zikirdir
Zikrederken hem fikirdir
Zakir, mezkur bir etmektir
Her nefeste zikir gerek
Evvel Allah korkusudur
Fenafillah kokusudur
Yokluğun ta kendisidir
Nisbetlerden geçmek gerek
Hikmet Hakk’ın vücududur
Âlem hikmetle doludur
Mevcudu Hak görmek için
Hak nuruyla bakmak gerek
Hikmet Hakk’ın sıfatları
Hak’la tezyindir kulları
Sırr-ı hikmet kelâmları
Hak sıfata ermek gerek
56
Sıfat zatın aynı olur
Bazen gayrı, farkı olur
Zahir, batın hep Hak olur
Kavseyin’e ermek gerek
Hüseyin Sabri ol candır
Hikmet ehline imamdır
Hasan Hilmi’de beyandır
Tevhid ile ikrar gerek

24. 12. 2003
57
SOHBETE GELİN
Hitab-ı eleste beli diyenler
Dostun cemalini seyrana gelin
Hak mürşitten Hakk’a biat edenler
Hikmet ehli ile sohbete gelin
Günah, sevabından tevbe edenler
Nisbet varlığını atıp geçenler
Telkin ile ölüp kabre girenler
Münker, nekir ile sohbete gelin
Her fiilde fail Hakk’ı görenler
Her sıfatta mevsuf Hakk’ı bilenler
Her varlıkta mevcut Hak’tır diyenler
Ehl-i tevhid ile sohbete gelin
Ruhullah makamda “Enel Hak” diyen
Kuvve olup Hakk’ı izhar eyleyen
“Beni gören Hakk’ı gördü” zevkeden
Velâyet sırrında sohbete gelin
Tecellî sıfata mazhar olanlar
“İlla ente” deyip Hak’la olanlar
Kullukta, sultanlık zevkin tadanlar
Hazret-i Rasulle sohbete gelin
Cem ile Hazret’i câmi olanlar
Sırr-ı tevhid ile kâmil olanlar
İnsanlık remzini tahsil edenler
Manâ ehli ile sohbete gelin
58
Melâmet hırkasın eynine giyen
Nefs-i levvamede hiç eylenmeyen
Nefs-i safiyede safaya eren
Ehl-i safa ile sohbete gelin
Hüseyin Sabri’de vuslata eren
Makam-ı Mahmud’a yüzlerin süren
Hasan Hilmi’ye de himmet eyleyen
Ehl-i himmet ile sohbete gelin
31. 12. 2003
59
SENSİN ALLAHIM
Her yüzden Hak kendin ilân ediyor
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
Cümle âlem Hakk’ı tesbih ediyor
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
Kün emrinden halkı icat eyledin
Sıfatınla giydin daim süsledin
Ruhundan ruh verdin kendin gizledin
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
Ahsen-i takvime insanı seçtin
Meleklere ‘secde edin’ emrettin
Emre mutî olan kulları sevdin
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
İçimizden nebî, rasuller seçtin
Tevrat, İncil, Kur’an kitap gönderdin
İman edenlere müminler dedin
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
Dört kitabın manâsın tevhid ettin
La ilâhe illallah’ta gizledin
Her şey fani, baki benim, buyurdun
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
Cümle enbiyanın manâsı Haktır
Hakikat-i Muhammed’i mutlaktır
Muhamedu’r-Resulullah şahittir
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
60
Ezeli, ebedi tutmuştur elin
Velide, nebîde senin eserin
Eserde müessir nasıl gizledin
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
Bu sırr-ı insana, sırrımdır dedin
Hüseyin Sabri’nle bize söyledin
Hasan Hilmi’ni de kendine seçtin
Hayyü’l-Kayyum olan sensin Allahım
02. 01. 2004
61
CANIM ANNEM
Bana benim oğlum diyen
Canım annem, güzel annem
Doğuran, bakıp besleyen
Canım annem, güzel annem
Ne güzeldir kokun senin
Sevgi doludur yüreğin
Anlatılmaz hizmetlerin
Canım annem, güzel annem
Sen yemedin hep yedirdin
Neyin varsa ikram ettin
Çoluk, çocuk sevindirdin
Canım annem, güzel annem
Sen öğrettin elif ba’yı
Bize okuttun Kur’an’ı
Kılalım derdin namazı
Canım annem, güzel annem
Helâl, haram anlatırsın
Doğru yolu gösterirsin
Kötülüklerden korursun
Canım annem, güzel annem
Ana dilim öğretensin
Bize Allah dedirtensin
Doğru sözlü olun, dersin
Canım annem, güzel annem
62
Altı evlât büyüttünüz
İslâm üzre yaşattınız
Allah, rasul tanıttınız
Canım annem, güzel annem
Herkes seni çok seviyor
Allah’tan sağlık diliyor
Eş, dost dualar ediyor
Canım annem, güzel annem
İhvanın Hacı annesi
Sevgi, muhabbet hanesi
Merhametin hazinesi
Canım annem, güzel annem
Kur’an okur hep dillerin
Manâ doludur sözlerin
Annesisin iy’liklerin
Canım annem, güzel annem
Şeriata gönül veren
Hakikatı zevk eyleyen
Zikrullah telkin eyleyen
Canım annem, güzel annem
Hasan seni anlatamaz
Hiçbir hakkın ödeyemez
Sensiz asla yaşayamaz
Canım annem, güzel annem
Ege. Ün. Tıp. Fak 05. 01. 2004
63
AŞK DEĞİLDE BAŞKA NEDİR?
Beni böyle içten yakan
Aşk değil de başka nedir
İnim inim hep inleten
Aşk değil de başka nedir
Var mı aşka çare bulan
Aşk oduna kendin yakan
Maşukunu canda bulan
Aşk değil de başka nedir
Âşık maşuk aşkta vardır
Aşkı olmayanlar boştur
Aşk ölüm hem de hayattır
Aşk değil de başka nedir
Sorma bana aşkı, nedir
Ne yenilir,ne içilir
Ne bilinir, ne görünür
Aşk değil de başka nedir
Aşksız olmaz der mürşidim
Âşık dervişi severim
Aşk ehlinedir sözlerim
Aşk değil de başka nedir
Âşık Hakk’a bakar Hak’la
Gözü görmez hiç masiva
Olmaz engel dünya ukba
Aşk değil de başka nedir
64
Bulandır canda cananı
Bilendir sırrı, ayanı
Görendir vech-i Rahman’ı
Aşk değilde başka nedir
Diyet-i Hak olmuştur can
İnse cinne odur sultan
Tenezzülle kulluk bulan
Aşk değil de başka nedir
Diller anlatamaz aşkı
Âlem aşktan yaratıldı
Özüne aşktan konuldu
Aşk değil de başka nedir
Hasan özün bulur isen
Bilir sırra erer isen
Daim aşkla yaşar isen
Aşk değil de başka nedir
02. 04. 2004
65
NEFSİN İLE DEĞİL VİCDAN İLE BAK
Mürşid-i âlem birdir her devirde
Esma değişir, sen müsemmaya bak
Bazen gelir Hint’te, bazen Yemen’de
Nefsin ile değil vicdan ile bak
Bir zamanda iki mürşit bulunmaz
Mürşitsiz menzile asla varılmaz
Hidayet Hak’tandır gayrıdan gelmez
Nefsin ile değil vicdan ile bak
Sözlerinde manâ hikmetler vardır
Talib-i Hak olanlara ayandır
Perde-i gafleti gözden kaldırır
Nefsin ile değil vicdan ile bak
Aşığı maşuka vuslat ettirir
Muhabbetle gönül evin doldurur
Suskun dilimize Allah dedirtir
Nefsin ile değil vicdan ile bak
Şeriatı vardır Hakikat hali
Kemale erdirir âli himmeti
Allah için eder daim hizmeti
Nefsin ile değil vicdan ile bak
Mahzen-i irfandır, vâris-i nebi
Cümleye sultandır, gönüller evi
Bize ikram etti talim-i zikri
Nefsin ile değil vicdan ile bak
66
Velayet tacıdır, nübüvvet eri
Muhammed Ali’den okutur dersi
Hüseyin Sabri’dir bugün halefi
Nefsin ile değil vicdan ile bak
İzinin tozuna yüzler sürelim
Kulum de uğruna canlar verelim
Dem bu demdir Hasan Hilmi bilelim
Nefsin ile değil vicdan ile bak
17. 06. 2004
67
MEVLÂM RIZASINA MAZHAR EYLESİN
Ashab-ı Sabri’ye selâmlar olsun
Gönlümüz manâ hikmetler dolsun
Mevlâ’yı arayan mürşitle bulsun
Mevlâm rızasına mazhar eylesin
Ashab-ı Sabri’de tevazu vardır
Güzel ahlak ile merhamet vardır
Zikr-i daim ile muhabbet vardır
Mevlâm rızasına mazhar eylesin
Ashab-ı Sabri’nin dergahı ulu
Aşk ile onlardır Allah’ın kulu
Feyz-i İlahi ile kalpleri nurlu
Mevlâm rızasına mazhar eylesin
Ashab-ı Sabri’dir sohbet erleri
Arınmış tenleri, nur bedenleri
Hakk’ın cemaline bakar gözleri
Mevlâm rızasına mazhar eylesin
Ashab-ı Sabri’nin gayesi haktır
Mürşide ikrarı mutlak imandır
Cümle mahlukata daim ihsandır
Mevlâm rızasına mazhar eylesin
Ashab-ı Sabri’de Âdemiyet var
Emre itaatle halka hizmet var
Halkıyyetle Hakk’a ubudiyet var
Mevlâm rızasına mazhar eylesin
68
Ashab-ı Sabri, Muhammed ümmeti
Tevhid ile yıktı gafleti, şirki
Telkin ile bulduk Hak Melâmeti
Mevlâm rızasına mazhar eylesin
Ashab-ı Sabri’nin kölesi Hasan
Hizmet edilmeye lâyıktır insan
İnsan olmak bize en büyük ihsan
Mevlâm rızasına mazhar eylesin
08. 11. 2004
69
YA RAB HADİM EYLE KUR’AN’A BİZİ
İndi Kur’an âyet âyet bizlere
Yeniden hayat verdi gönüllere
Nakşolundu mushaflara, kalplere
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
Kur’an-ı Mübin’dir anın bir ismi
Beyan eder bize Hakk’ı, batılı
İnsan olan onda bulur kendini
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
Ramazan ayıdır Kur’an’ın ayı
Bereket doludur her bir âyeti
Aşk ile okuyan bulur sohbeti
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
Allah kelâmıdır Kur’an-ı Kerim
Hikmet menbaıdır Kur’an-ı Kerim
Hidayet rehberi Kur’an-ı Kerim
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
Kur’an-ı natıkla Kur’an okunur
Sırrı velayete Hakla erilir
Hakk’ın kelâmına Kur’an denilir
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
70
Muhammed gönlünde cem oldu Kur’an
Muhabbet ehline can oldu Kur’an
Can ile cananı câmidir Kur’an
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
Yaş ve kuru hepsi mevcut Kur’an’da
Hakk’ın doksan dokuz ismi Kur’an’da
Cennet ırmakları akar Kur’an’da
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
Fatiha fetheder gönüllerimiz
Onunla güzeldir hep sözlerimiz
Ef’alimiz, sıfatımız, zatımız
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
Hüseyin Sabri’dir Hak Mürşidimiz
Kur’an-ı öğreten can mürşidimiz
Kur’an’ın ikizi Hak Mürşidimiz
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
Hasan Hilmi candan sarıl Kur’an’a
Mürşid ile ulaş sırr-ı Kur’an’a
Senin Kadrindir hem hizmet Kur’an’a
Ya Rab hadim eyle Kur’an’a bizi
26 Ramazan, 09. 11.
2004

71
RAMAZANA VEDA
Vuslatınla sevinirken
Sana veda edilir mi
Gönülde aşkın yanarken
Sana veda edilir mi
Seninle şenlenir evler
Yanar heryerde kandiller
Gündüz olur hep geceler
Sana veda edilir mi
Camiler dolar cemaat
Peygamber eder şefaat
Müminler alır beraat
Sana veda edilir mi
Kalkılır sende sahura
İçilir şaraben tahura
Kabul eder Hak huzura
Sana veda edilir mi
Çoluk çocuk oruç tutar
Şeytan hasedinden çatlar
Allah’ın rahmeti coşar
Sana veda edilir mi
Ezanlar okunur akşam
Sofralar kurulur akşam
Vuslata erilir akşam
Sana veda edilir mi
Her günün farklı bir âlem
Acizdir yazmağa kalem
Farka gelir bunda Âdem
Sana veda edilir mi
72
Olur canlarla muhabbet
Zuhura gelir Muhammet
Namaza olur ikamet
Sana veda edilir mi
Selamında salat vardır
Salatında miraç vardır
Kul Allah’a çok yakındır
Sana veda edilir mi
Her gecemiz oldu Kadir
Kadri buldurdu Kâdir
Okundu sure-i Kadir
Sana veda edilir mi
İndiler gökten ruh, melek
Kabul oldu cümle dilek
Döşendi nurdan hem döşek
Sana veda edilir mi
Sohbet etti sultan bize
Nazar etti gönlümüze
Dua etti hepimize
Sana veda edilir mi
Sen bize bayramı sundun
Kendini bizde gizledin
Gizli sırlarını açtın
Sana veda edilir mi
Hasan Hilmi’n seni ister
Lütfunla cemalin göster
Bunda konan bir gün gider
Sana veda edilir mi
11. 11. 2004
73
UĞRUNA BU CANI FEDA EDEYİM
Sevgilime aşkım ilân edeyim
Hangi diller ile nasıl diyeyim
Söylemezsem şayet varıp öleyim
Uğruna bu canı feda edeyim
Zülfünün telini gösterdi bana
Kirpiğin okunu sapladı cana
Boyadı rengimi kıpkızıl kana
Uğruna bu canı feda edeyim
Sözlerinde sanki sihirler vardı
Aklımı başımdan bir anda aldı
Mecnun’un ne dünü ne günü kaldı
Uğruna bu canı feda edeyim
Cemali gökteki dolunay sanki
Tahammül edemez gözler inan ki
Bir anı ömrümün tümüne denkti
Uğruna bu canı feda edeyim
Bu aşk beni ancak bildim öldürür
Cismim ölse bile aşkım bakidir
Aşk için ölene Allah vekildir
Uğruna bu canı feda edeyim
Hasan Hilmi aşkı kolay mı sandın
Mecnun’un derdini Leylâ mı sandın
Âşıklara aşkı ihsanı Hakk’ın
Uğruna bu canı feda edeyim
11. 11. 2004
74
ÂLEMDE GÖRÜNEN SIFATIN SENİN
İlâhi aşkına var oldu âlem
Âlemde görünen sıfatın senin
Ruhundan ruh verdin var oldu Âdem
Âdem de görünen suretin senin

Âlemi kullara vatan eyledin
Cümle canlılara hayat bahşettin
İnsana eşref-i mahlukat dedin
Âlemde görünen sıfatın senin

Dünyayı imtihan için halk ettin
Fani vücutlara canı sen verdin
Bakî olan Allah benim buyurdun
Âlemde görünen sıfatın senin
Rahmetinden bize nebî gönderdin
Velilerle bizi hem aydınlattın
İnsanı insanla irşad eyledin
Âlemde görünen sıfatın senin
Resuller gönderdin elinde kitap
Emr-i Hak’la bize ettiler hitap
Fark olundu bize günahla sevap
Âlemde görünen sıfatın senin
“Ve nahnü” sırrına eyledik iman
Yakînimiz oldu can içre canan
Görünmez gözüme cennet ve nîran
Âlemde görünen sıfatın senin

75
Dillerde zikrindir Allahuekber
Gönülde sevgindir Allahuekber
Evvelde ahirde Allahuekber
Âlemde görünen sıfatın senin
Sıfatın mazharı Muhammed Nur’dur
Vech-i İlâhiye mazharı, tamdır
Kamu eşya onun ile zahirdir
Âlemde görünen sıfatın senin
Sıfat zata tâbi, onunla vardır
Muhammed Mustafa Hak elçisidir
Allah’ın Resulü şefi’imizdir
Âlemde görünen sıfatın senin

Hüsnüne âşıklar oluptur hayran
Vuslata âşıklar oluptur kurban
Himmet eyle yâ Rab kulundur Hasan
Âlemde görünen sıfatın senin

20. 11. 2004
76
CAN NİNEM
Oturmuş divanda Kur’an okuyor
Nurlanmış bedeni misler kokuyor
Yanına gelenler huzur buluyor
Allah rahmet etsin can ninem
Abdestini almış ezan bekliyor
Huşu ile daim namaz kılıyor
Cümle müminlere dua ediyor
Allah rahmet etsin can ninem
Ramazan ayını pek çok severdi
Üç aylarda daim oruç tutardı
Tesbih eder Hakk’ı çok zikrederdi
Allah rahmet etsin can ninem
Bana “Hasan Efendi oğlum” derdi
Sevgiyle, şefkatle hitap ederdi
Çok veciz, manâlı sözler söylerdi
Allah rahmet etsin can ninem
Küçükleri sever, hem nazlatırdı
Muhakkak herkese bir şey verirdi
İkram edip, yedirmeyi severdi
Allah rahmet etsin can ninem
Küçük, büyük ondan çok şey öğrendik
Sabrına, şükrüne gıpta ederdik
Biz onu her zaman gönülden sevdik
Allah rahmet etsin can ninem
77
Annemin annesi göz bebeğidir
Evimizin rahmet hazinesidir
Daima Kur’an’la hep yad edilir
Allah rahmet etsin can ninem
Damadı Hacı Efendi’yi çok sever
“Peygamber ahlâkı var onda” söyler
“Acınızı Allah göstermesin” der
Allah rahmet etsin can ninem
Torunun Hasan seni yâd ediyor
Manâ aleminden himmet diliyor
Tüm geçmişlere rahmet okuyor
Allah rahmet etsin can ninem
19. 05. 2005
78
SOHBET KAPILARIM AÇILDI ŞEYHİM
İhvana sohbeti emrettin bana
Sohbet kapılarım açıldı şeyhim
Manâlar, hikmetler saçıldı gönle
Sohbet kapılarım açıldı şeyhim
Anladım ilmimin irfanı sensin
Dilimden söyleyen, hem dinleyensin
Sevdiğin kuluna ikram edensin
Sohbet kapılarım açıldı şeyhim
Gözümden görmeğe göz olunca sen
Seyrettim cemalin her bir zerreden
Anladım sıfatın mazharı âlem
Sohbet kapılarım açıldı şeyhim
Kulağım açıldı duydum sesini
Gönülde yaptığın Hak sohbetini
Unutmam bir kere aldım tadını
Sohbet kapılarım açıldı şeyhim
Bir âlem ki âlemlerin ötesi
Hak zahir, vücudun yoktur gölgesi
Nuruna mazhardır nurun kendisi
Sohbet kapılarım açıldı şeyhim
Bu âlemi gördüm nokta içinden
Harf yaratılmadan Kenz-i Mahfiden
Söz zuhur etmeden sır aleminden
Sobet kapılarım açıldı şeyhim
Sohbet-i sultana can oldu feda
Sırr-ı sultan ile olmuşuz ayna
Hasan Hilmi senin gönlünde Mevlâ
Sohbet kapılarım açıldı şeyhim
23. 05. 2005
79
ASR’A ANDOLSUN
Asr’a andolsun insan ziyandadır
Ancak iman eden kullar müstesna
İmanın meyvesi güzel ameldir
Ancak amel içre ihlâs müstesna
Zan vücudu Hakk’a kurban edenler
Hak vücudu Hak’la tasdik edenler
Kalbi, Hakk’a mutlak secde edenler
Lâ ve ilâdan geçip Hakk’a ermiştir
Kendi zatın kendi ilân ediyor
Kendinden kendine iman ediyor
Mümine daima ihsan ediyor
İhsanla cennete davet ediyor
Allahın cenneti örtüsü anın
Kaplamış kulunu sıfatı anın
Sıfat içre zatı kaimdir anın
Zatının gölgesi arşıdır anın
Arşını, Rahmanı istiva etti
Rahmeti kullara sayeban etti
Sonsuz kelimeler rahmetle geldi
Rahmetim üstüme farz oldu, dedi
Muhammed Mustafa cihana geldi
Velâyet, nübüvvet tacını giydi
Hakikat sırrını Ali’yle saldı
Ali’de can bulup irşada geldi
80
Hakikat ehline Ali rehberdir
Ali, Hasan hem Hüseyindir
Fatıma anamız baş tacımızdır
Ehl-i Beyt bizim şefaatçımızdır
İsmim Hasan ile bağlantımız var
Hüseyin Sabri sultanımız var
İman-ı kâmille biatımız var
Ahde sadakatle rabıtamız var
24. 05. 2005
81
SAFA OLSUN CANIMA MESTANEYİM
Canımla bir sohbet akşamındayım
Sessiz sözsüz onu dinlemekteyim
Ben ile ol beni birlemekteyim
Safa olsun canıma mestaneyim
Hayat verir bana Hay sıfatından
Hem yakındır bana şah damarımdan
Kaplamış vücudum baştan, ayaktan
Safa olsun canıma mestaneyim
Elimde kuvveti, işleyen fail
Dilimde sohbeti, söyleyen kail
Vücudum mazhardır, zatına nail
Safa olsun canıma mestaneyim
Vücudum canımın elbisesidir
Kumaşım topraktan, Hak, terzisidir
Giyinip kuşanan ta kendisidir
Safa olsun canıma mestaneyim
Hem keser hem biçer hem de dikersin
Hem söyler hem dinler hem de yazarsın
Kiminle kendini nasıl örtersin
Safa olsun canıma mestaneyim
Kayıtla mukayyet suretle zahir
Bilinmez bir sırdır evvelle ahir
Ruh batınla olur gönüller tahir
Safa olsun canıma mestaneyim
82
Can bendedir ama ben aşıkıym
Cemal-i hüsnünün ben kurbanıyım
Ben beni bilmenin hem hayranıyım
Safa olsun canıma mestaneyim
Hasan Hilmi senin canın sağolsun
Canına erenler cananı bulsun
Makam-ı Kavseyn’e canlar hep ersin
Safa olsun canıma mestaneyim
24. 05.
2005
83
HAK MÜRŞİDİN SOHBETİYLE
Hak mürşidim etti davet
Canlar ettiler icabet
Gönüller doldu muhabbet
Hak mürşidin sohbetiyle
Elin verdi elimize
Zikri koydu kalbimize
Sevgi doldu gönlümüze
Hak mürşidin sohbetiyle
Nefse ârif etti bizi
Yok eyledi şirkimizi
Bildik şükür Rabbimizi
Hak mürşidin sohbetiyle
Biat ile iman bulduk
Sadakatle sırra erdik
Cemâl-i yâri seyrettik
Hak mürşidin sohbetiyle
Mürşidim sırr-ı Kur’an’dır
Hikmetlerin menbaıdır
Hakikat-i Muhammed’dir
Hak mürşidin sohbetiyle
Fena, beka bir etmiştir
Vahdet, kesret bir etmiştir
Zahir, batın bir etmiştir
Hak mürşidin sohbetiyle
84
Dünya, ukbadan geçirir
Havz-ı Kevserden içirir
Huzur-u Hakk’a vardırır
Hak mürşidin sohbetiyle
Hasan Hilmi var mürşide
Pekçe sarıl telkinine
Mürşidinin gir gönlüne
Hak mürşidin sohbetiyle
26. 05. 2005
85
GANİSİN MEVLÂM
“Bana dua edin” buyurdun bize
“İcabet ederim davetinize”
Yakînimiz oldun bizden bizlere
Rabbü’l-Âleminsin, Ganîsin Mevlâm
Kaldırdık elimiz yüce katına
Alnımız secdede yüce zatına
Fedadır canımız yüce sultana
Rabbü’l-Âleminsin, Ganîsin Mevlâm

Biz kuluz, fakiriz, şahımız sensin
Sıfatların bize ikram edensin
Her nefes yeniden hayat verensin
Rabbü’l-Âleminsin, Ganîsin Mevlâm
Habibin nurundan yarattın bizi
Ruh verip ruhunla dirilttin bizi
Türlü nimetlerle besledin bizi
Rabbü’l-Âleminsin, Ganîsin Mevlâm
Âlemdeki varlık sana aittir
Vahdetteki Kesret sana aittir
Dü âlemde hüküm sana aittir
Rabbü’l-Âleminsin, Ganîsin Mevlâm
Kul dedin bizlere iltifat ettin
Gizli hazinenden ikramlar ettin
İnsanı kendine halife ettin
Rabbü’l-Âleminsin, Ganîsin Mevlâm
86
Duamız ezelde kabul eyledin
Cennetü’l-irfana dahil eyledin
Habibin sırrına nail eyledin
Rabbü’l-Âleminsin, Ganîsin Mevlâm
HÜSEYİN SABRİ’nle tevhid eyledik
Halde tevhid edip kemale erdik
Hasan Hilmi’ye de himmet eyledik
Rabbü’l-Âleminsin, Ganîsin Mevlâm
30. 05. 2005
87
SEVİLECEK YARİ BULDUNSA EĞER
Seni seviyorum demek ne güzel
Sevilecek yâri buldunsa eğer
Uğruna bu canı vermek ne güzel
Sevilecek yâri buldunsa eğer
Bir sevgili buldum misli yok asla
Zülfünün teline bin canım feda
İstemem derdime başka bir deva
Sevilecek yâri buldunsa eğer
Sevgili dolunay ben yıldızıyım
O benim ışığım, hayatım nurum
O varsa ben varım, o yoksa yokum
Sevilecek yâri buldunsa eğer
Nikabın kaldırdı bana bir baktı
Eritti varımı kül etti yaktı
Yokluktan varımı yeniden yaptı
Sevilecek yâri buldunsa eğer
Yeniden yapıldım yârin eliyle
Yârime seslendim yârin diliyle
Yârimi seyrettim yârin gözüyle
Sevilecek yâri buldunsa eğer
Seni seviyorum, dedi sevgili
Sevgilime oldum ben de sevgili
Ayan oldu sırlar, kalmadı gizli
Sevilecek yâri buldunsa eğer
88
O bende ben oldu, kapladı beni
Sonsuz güzellikle bezedi beni
Feryadım dindirdi güldürdü beni
Sevilecek yâri buldunsa eğer
Hasan Hilmi senin ne güzel yârin
Dikkat et, gönlünde, sevgili yârin
Daim hizmet eyle uğruna yârin
Sevilecek yâri buldunsa eğer
27. 03. 2006
89
EY SEVGİLİ SANA BU CAN FEDADIR
Pîr Muhammed Nur’dan bir haber aldım
Melâmet yoluna aşk ile girdim
Zikr-i Mevlâ ile varımı yaktım
Ey sevgili sana bu can fedadır
Daha onbeşinde bir çocuk idim
Allah’ın zikriyle tevhide erdim
Gönlü sevgiliye mekan eyledim
Ey sevgili sana bu can fedadır
Mürşidin sohbeti can oldu bana
Manâlar, hikmetler çözüldü bana
Veliler, nebiler yâr oldu bana
Ey sevgili sana bu can fedadır
Bir âleme vardım gördüm kendimi
Bir cemal olmuştu âlem sureti
Gören Hak olmuştu görünen kendi
Ey sevgili sana bu can fedadır
Makam-ı Hazret’le bulduk sıfatı
Sıfatullah ile bulduk sohbeti
Vahdetin içinde bulduk kesreti
Ey sevgili sana bu can fedadır
Muhammed Mustafa yârimiz oldu
Aliyyü’l-Murtaza canımız oldu
Evlâd-ı Rasule dil hayran oldu
Ey sevgili sana bu can fedadır
AHMED ü SABRİ’de can anı buldu
Evvel ü ahirde bir vücut oldu
Hasan Hilmi sırrı tevhidle çözdü
Ey sevgili sana bu can fedadır
27. 03. 2006
90
SEN RABBÜ’L- ÂLEMİN, SAHİBİMİZSİN
Ey güzellere güzelliği veren
Ey gönüllere sevgisiyle dolan
Ey cümle cihanın hâlıkı olan
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
Lütfettin kapına getirdin bizi
Habibin Ahmed’e bahşettin bizi
Tecelli zatınla şad ettin bizi
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
Can içre bulduk cananımızı
Muhammed Mustafa sultanımızı
Seyrettik zatınla sıfatımızı
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
Soyunduk zamandan, hem de mekandan
Aşk ile hem geçtik dünya, ukbadan
Âdemiyet bulduk kuru topraktan
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
İnsanlık zevkini tattırdın bize
Evveli, ahiri gösterdin bize
Bir gizli hazine bildirdin bize
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
Siretin gizledin suret içinde
Sureti halk ettin Hak suretinde
Bir oldu cümlesi insan yüzünde
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
91
Ol insanı bulan, gayrı aramaz
İman-ı kâmili onsuz bulamaz
Din nasihattir hikmetin bilemez
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
Ayırma Mevlâmız Mürşidimizden
Hüseyin Sabri ol cananımızdan
Yakîn eyle bize şah damarımızdan
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
Lütfeyle kabul et ne olur bizi
Ayırma kapından Hasan Hilmi’ni
Sevginle sarıver kulun, köleni
Sen Rabbu’l-Âlemin, sahibimizsin
25. 10. 2006
92
EHL-İ BEYT-İ RASULÜN YOLUNDADIR
Cismu canım uğruna kıldım feda
Zat-ı Hak’la var olup buldum beka
Her nazar cemale bakar gözlerim
Vasfını tarife aciz sözlerim
Bazı cemal, bazı celâl içredir
Her tecellide bir başka şendedir
Şuunatı, halleri çoktur anın
Hikmeti tahtında gizli sultanın
Bir cemali sanatıyla süsledi
Ayinelerden anı seyreyledi
Hüsnünün mazharı kıldı âlemi
Âlemin sultanı kıldı Âdem’i
Mazhar-ı tamdır Muhammed Mustafa
Cümle âleme onunla saldı ziya
İkmal-i tevhid eyledi ol vefa
Sırrı, ayan eyledi ol asfiya
Dü cihan sultanımızdır ol habib
Derdimize derman sensin ya tabib
Kıl şefaat Hilmi’ye kapındadır
Ehl-i beyti Rasulün yolundadır
25. 11. 2006
93
ÇOK DİKKATLİ OLACAKSIN
Hak mürşidin huzuruna
Aşkla, zevkle varacaksın
Kendi özün bulmak için
Çok dikkatli olacaksın
Gönlü beytullahtır anın
Yüzü vechullahtır anın
Sözleri mutlak sultanın
Çok dikkatli olacaksın
Beşer libasında gizli
Hüseyin Sabri’dir ismi
Bir anneden doğdu cismi
Çok dikkatli olacaksın
Bunlar bizi şaşırtmasın
İmana engel olmasın
Başka bir şey bulamazsın
Çok dikkatli olacaksın
Allah’ın kanunu böyle
Veli, Nebi geldi böyle
Başka bir yol var mı söyle
Çok dikkatli olacaksın
Vücutlar bir kaba benzer
Nefahtu sırrını gizler
Hak Mürşittir bize üfler
Çok dikkatli olacaksın
Telkin bize nefesledir
Nefes nefsini bildirir
Nisbet varlığın giderir
Çok dikkatli olacaksın
94
Rabbe arif insan olur
Aradığın canda bulur
Kamu âlem bir Hu durur
Çok dikkatli olacaksın
Hüviyyeti “Hu”dur Hakk’ın
Azam ismidir “Hu” Hakk’ın
Ehadiyyetidir Hakk’ın
Çok dikkatli olacaksın
İlk tecelli vahdetedir
Hak zahir halk batın olur
Bu yerdir şehr-i hakikat
Çok dikkatli olacaksın
Kesret nüzul makamıdır
Hak batınla halk zahirdir
Şeriat-ı Muhammed’tir
Çok dikkatli olacaksın
Vech-i Âdem iki yüzdür
Biri vahdet, biri kesret
Ol yüzü görmeyen kördür
Çok dikkatli olacaksın
Kâmil iman mürşidledir
Mümin daim cennettedir
Halvettedir, sohbettedir
Çok dikkatli olacaksın
Hasan Hilmi nedir halin
Taşar, kaba sığmaz zevkin
Topraklara sür sen yüzün
Şeyh izine sür sen yüzün
Çok dikkatli olacaksın
04. 02. 2007
95

BİLMEZ
Gezer insan bu âlemde
Kendisi âlemdir bilmez
Bazen yerde bazen gökte
Ne aradığını bilmez
Arayan hem aranandır
Âlem insana aynadır
Gözde kalın perde vardır
Görmediğin dahi bilmez
O bir göz ki eşya görür
O eşyadır ona perde
Sen ne kadar söylesen de
Ne söylendiğini bilmez
Canım bunlar sağır mıdır
“Summun, bukmun” dedi Kur’an
Var derdine derman desen
Derman nedir onu bilmez
Aman Allahım yardım et
Dergahına hem kabul et
Biz mücrimiz merhamet et
Tevbelerimiz kabul et
Sen bize lutfetmeseydin
Bilemezdik Rabbim seni
Açtın gözümüz Ya Fettah
Gördük şükür Rabbim seni
96
Zikrullahı verdin bize
Çözüldü dilim kilidi
Sırr-ı hafi mutlak sözü
Duyurdun sen bize Rabbim
Hasan Hilmi eyle şükür
Çok şükür Ya Rab çok şükür
Aradığın buldun sen de
Çok şükür Ya Rab çok şükür
02. 03. 2007
97
ERENLER SOHBETİ
Canım erenler sohbeti
Dinlemeğe doyamazsın
Sevgilinin cemalini
Seyretmeğe doyamazsın
Sözleri baldan tatlıdır
Kalbimizin ilacıdır
Ruhun hayat kaynağıdır
Dinlemeğe doyamazsın
Sözü aşı yapmışlardır
Nefsani söz söylemezler
Kelam-ı Hak’la söylerler
Dinlemeğe doyamazsın
Hakk’ın sevgili kulları
Daim Allah der dilleri
Hikmet doludur sözleri
Dinlemeğe doyamazsın
İman, ibadet, marifet
Sohbet, muhabbet, letafet
Pîr yüzündendir hidayet
Dinlemeğe doyamazsın
Sırr-ı Kur’an sohbetleri
Vahdet makam şuhudları
Kuş dili söyler dilleri
Dinlemeğe doyamazsın
98
Hak sıfatla giyinmişler
Kesret, vahdet birlemişler
Âyet, hadis söylemişler
Dinlemeğe doyamazsın
Aç kulağın Hasan Hilmi
Dinle Mürşid-i Kâmili
Her emrine söyle beli
Dinlemeğe doyamazsın
02. 03. 2007
99
EV EDNA SIRRI MAHMUD
Allah ve Rasulüne
İtaat farz olundu
Muti olan kullara
Muhabbet bahş olundu
Muhabbet Hak sevgisi
Kula Hakk’ın vergisi
İlm-i Ledün bilgisi
Nur Muhammed himmeti
Himmet, mürşid nefesi
Nefes Rabbinin sesi
Hikmettir her hecesi
Evliyalar sohbeti
Veli Hakk’ın kendisi
Mü’minin ayinesi
Ezel, ebed canesi
Gönüllerdir hanesi
Gönül şehr-i hakikat
Her köşesi marifet
Dilde daim letafet
Sırr-ı vahdet ve Ahmed
Vahdette kesret gizli
Kesrette vahdet gizli
Kamu âlemden gizli
İlm-i hikmet madeni
100
Mahzen-i irfan O’dur
Hakk’a kul ve Rasuldür
Cümle halkta mevcuttur
Muhammed Mustafa’dır
Seçilmişlerin özü
Gören gözlerin nuru
Cümle cihanın canı
Habibullah ünvanı
Hakk’ın sevgilisidir
Halkın sevgilisidir
Hem veli hem nebidir
Hem zahir hem gizlidir
Ariflere ayandır
Her anda bir şendedir
Ten, beden elbisedir
Evvel, ahir hep Hak’tır
“Ev edna” sırrı Mahmud
Ehad ismiyle Samed
Sana verildi izzet
“Lem yelid ve lem yuled”
Hasan Hilmi’n kapında
Boynu bükük niyazda
Muhabbet kıl gönlümde
Sana olayım bende
25. 03. 2007
101
DİL ONA HAYRAN OLUR
İrşad mürşidle olur
Can uyanır şad olur
Hakiki bayram olur
Dil ona hayran olur
Dile zikrullah verir
Kalbe muhabbet verir
Dertlere derman verir
Dil ona hayran olur
Telkin eder tevhidi
Yıkar şirki gafleti
Pak eder tüm kirleri
Dil ona hayran olur
Nazarında feraset
Kelâmında letafet
Her işinde marifet
Dil ona hayran olur
Cahili âlim eder
İnsanı kâmil eder
Niranı cennet eder
Dil ona hayran olur
Ölüye hayat verir
Hesap mizan geçirir
Havz-ı Kevser içirir
Dil ona hayran olur
102
Nuruna mazhar kılar
Gönlünde Kâbe kurar
Dilinden zemzem akar
Dil ona hayran olur
Katreyi umman eder
Noktayı Kur’an eder
Köleyi Sultan eder
Dil ona hayran olur
Evvel, ahir bir eder
Zahir, batın bir eder
Hak’la, halkı bir eder
Dil ona hayran olur
İkmal-i tevhid eder
Tevhide hizmet eder
Sırrı aşikar eder
Dil ona hayran olur
Sırrına sırdaş eder
Haline haldaş eder
Hilmi’yi yoldaş eder
Dil ona hayran olur
28. 03. 2007
103
KAPINDAYIM BEN BİR GEDA
Canım Muhammed Mustafa
Kapındayım ben bir geda
Sana olsun canım feda
Kapındayım ben bir geda
Gel şeref ver kalp evime
Nurunla dol her yerime
Canım sana olsun bende
Kapındayım ben bir geda
Rabbim sana habib dedi
Hastalara tabib dedi
Seni sevmek sevap dedi
Kapındayım ben bir geda
Nurun evveldir cümleden
Ruhun ekberdir her şeyden
Sana aşıktır tüm âlem
Kapındayım ben bir geda
Evvelisin, evvellerin
Ahirisin nebilerin
Serverisin velilerin
Kapındayım ben bir geda
Günahkârın ümidisin
Kimsesizin sahibisin
Yetimlerin babasısın
Kapındayım ben bir geda
104
Bütün âlem sana muhtaç
Cemalini bize de aç
Gönlümüze sensin ilaç
Kapındayım ben bir geda
Nurun mevcut her zerrede
İlmin mevcut Hak Mürşitte
Feyzin mevcut her müminde
Kapındayım ben bir geda
Mürşidisin mürşitlerin
Sahibisin makamların
Cananısın varlıkların
Kapındayım ben bir geda
Kur’an, Furkan senin adın
Baldan tatlı senin tadın
Arşın üstünde makamın
Kapındayım ben bir geda
Sırrın senin sırr-ı tevhid
Yok ikilik cümle Vahid
Melek şahit, felek şahit
Kapındayım ben bir geda
Nice kalem seni yazsın
Nice diller seni ansın
Hasan Hilmi’ne ayansın
Kapındayım ben bir geda
31. 03. 2007
105
AŞKIN DİLİ YOKTUR ANLATILAMAZ
Muhabbet kelamla ifade olmaz
Hal ilmi yaşanır anlatılamaz
Aşk tek kişiliktir ikilik olmaz
Aşkın dili yoktur anlatılamaz
Ateş yakar ise küle döndürür
Aşkullahla yanan, nura dönüşür
Nur ile bakana Cemal görünür
Aşkın dili yoktur anlatılamaz
Ateş olmaz ise odun tutuşmaz
Yanmayan ocakta yemek de pişmez
Âlem nurla dolsa, kör olan görmez
Aşkın dili yoktur anlatılamaz
Aşkullah ateşi, Mürşid nefesi
Onunla tutuşur gönül hanesi
Can olur aşığın hem cananesi
Aşkın dili yoktur anlatılamaz
Ateş vücut kandilini yandırır
Aşkullahla gönül evin nurlanır
Sevgili gönüllerde ağırlanır
Aşkın dili yoktur anlatılamaz
Ateş biter, kandil söner, can gider
Toprak olan beden toprağa döner
Kanadı olmayan kuş nasıl uçar
Aşkın dili yoktur anlatılamaz
106
Aşkullahla yanan gönül söner mi?
Hak evini yakar, yıkar gider mi?
Mümin olan canlar söyle ölür mü?
Aşkın dili yoktur anlatılamaz
Birgün gelir her şey aslına döner
Aslını bilmeyen nereye döner?
Hasan Hilmi’n sana heryüzden döner
Aşkın dili yoktur anlatılamaz
02. 04. 2007
107
BİR BİLENE SORMAK GEREK
Aramadan yâr bulunmaz
Bir bilene sormak gerek
Can vermeden can bulunmaz
Bir bilene sormak gerek
Arayana sebat gerek
Bilene tam uymak gerek
Sabır ile sükût gerek
Bir bilene sormak gerek
Acayip olsa işleri
Bize ters gelse sözleri
Anlaşılmasa halleri
Bir bilene sormak gerek
Sabır zehirden acıdır
Binbir derdin ilâcıdır
Sabreden Hakk’ın yâridir
Bir bilene sormak gerek
Müşküllerimiz hallolur
Eksiğimiz tamam olur
Kalbimiz mutmain olur
Bir bilene sormak gerek
Dünya çıkar fikrimizden
Benlik gider vehmimizden
Doğar envar gönlümüzden
Bir bilene sormak gerek
108
Güzel olur işlerimiz
Kutsal olur sözlerimiz
Makbul olur amelimiz
Bir bilene sormak gerek
Bilen Hak’tır, bilinen Hak
Aç gözünü hikmetle bak
Hak Mürşidin sözü mutlak
Bir bilene sormak gerek
Emre uymak, sadık olmak
Nefsin bilmek, ârif olmak
Hasan Hilmi derviş olmak
Bir bilene sormak gerek
03. 04. 2007

109
DİL İLE İKRAR, KALB İLE TASDİK
İman inanmak demektir
Davete kulak vermektir
Emre itaat etmektir
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
İmanın şartı altıdır
Müminin şeref, şanıdır
“Eşhedü” sırrı şahittir
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
Allah birdir, yok şeriki
Kitap Kur’an, yok naziri
Melek nurdur, yok vücudu
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
Nebi, Rasul Hak elçisi
Kulun Hakk’a davetçisi
Beşeriyyetin incisi
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
110
Kader Hakk’ın takdiridir
Hayır ve şer Allah’tandır
Allah fail ve muhtardır
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
Öldükten sonra dirilmek
Ahireti ayan görmek
Günah, sevap hesap vermek
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
Mucibince amel etmek
Şirk-i hafi terk eylemek
Bir’i bir ile birlemek
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
Din İslâm’dır teslim gerek
Güzel ahlâk almak demek
Gündüz, gece çok zikretmek
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
111
Dil sahibi, sır sahibi
Mürşittir Hakk’ın naibi
Hasan Hilmi’nin imanı
Dil ile ikrar gerektir
Kalb ile tasdik demektir
08. 04. 2007
112
SIRR-I MUSTAFA’YA NAİL OLDULAR
Davet-i Rahman’a koşup gelenler
Meclis-i irfana dahil olanlar
Sohbet-i Sultanla sefa bulanlar
Ashab-ı safaya dahil oldular
Sırr-ı Mustafa’ya nail oldular
Nisbet varlıkların soyup attılar
Ölmeden evvel nefsinden öldüler
Terk-i dünya ile kabre girdiler
Ashab-ı safaya dahil oldular
Sırr-ı Mustafa’ya nail oldular
“Nefahtü” sırrına mazhar oldular
Fena-i nefs ile beka buldular
Hak zahir şuhuda Hak’la erdiler
Ashab-ı safaya dahil oldular
Sırr-ı Mustafa’ya nail oldular
Hakk’ın kuvvesinden zahir oldular
“İlla ente” deyip ikrar ettiler
Halkın yüzünden Hakk’ı gördüler
Ashab-ı safaya dahil oldular
Sırr-ı Mustafa’ya nail oldular
113
Uruç, nuzul zevkin tahsil ettiler
Gizli şirkten geçip tevhid ettiler
Makam-ı Kavseynde sohbet ettiler
Ashab-ı safaya dahil oldular
Sırr-ı Mustafa’ya nail oldular
Yetim malı nedir, sırrı çözdüler
En güzel yol ile ona vardılar
Muhammedî olup hem yaşadılar
Ashab-ı safaya dahil oldular
Sırr-ı Mustafa’ya nail oldular
İnsanlık binasın tamir ettiler
Halka karşılıksız hizmet ettiler
Sır olup âlem gözünden gittiler
Ashab-ı safaya dahil oldular
Sırr-ı Mustafa’ya nail oldular
Müminin gönlünde mekan tuttular
Nur ile döşeyip cennet kurdular
Hasan Hilmi’yi de hayran ettiler
Ashab-ı safaya dahil oldular
Sırr-ı Mustafa’ya nail oldular
15. 04. 2007
114
GÖTÜREM MÜRŞİDE SENİ
İnsan olmak istiyorsan
Aşkla dolmak istiyorsan
Sırra ermek istiyorsan
Götürem Mürşide seni
Sorma bana “Sen de kimsin?”
Sen Mürşidi ne bilirsin?”
Kulağın bir kez dinlesin
Götürem Mürşide seni
Ben de insanım diyorsun
Ne yiyor, ne içiyorsun
Nerden gelip, gidiyorsun
Götürem Mürşide seni
Surete mi insan dersin?
Ağızdan mı beslenirsin?
Toprağa mı gideceksin?
Götürem Mürşide seni
İnsana cam ayna olmaz
Baksan da insan görünmez
Suretle insan bilinmez
Götürem Mürşide seni
Can olur canın aynası
Hikmetle bak ta kendisi
Ten bedendir elbisesi
Götürem Mürşide seni
115
Seni senden soyar alır
Fenafillaha uğratır
Tecelli ile giydirir
Götürem Mürşide seni
Hak rengine boyanırsın
Hak varlıkla donanırsın
Hak nuruyla nurlanırsın
Götürem Mürşide seni
Din nasihat verir bize
Ümmet kılar Muhammed’e
Dahil eder muhabbete
Götürem Mürşide seni
Çözülür sır ve muamma
Nedir dünya ile ukba
Kula Hak yakın mutlaka
Götürem Mürşide seni
Âdemiyet verir bize
Ruhundan ruh verir bize
Dost olur Sabri’si bize
Götürem Mürşide seni
Gerçek insan böyle olur
Sadakatle irfan bulur
Hasan Hilmi yolu bilir
Götürem Mürşide seni
16. 04. 2007
116
MÜRŞİD GÖSTERİR BİZE
Allah’a giden yolu
Mürşid gösterir bize
Hakk’ın sevdiği kulu
Mürşid gösterir bize
Yol tarik-i müstakim
Emrile ol festakim
Sever kulunu Rabbim
Mürşid gösterir bize
Yol açar senden sana
Sır açar Hak’tan sana
Yâr olur Sultan sana
Mürşid gösterir bize
Dil zikreder Allah’ı
Kalp fikreder Allah’ı
Canda bulur Allah’ı
Mürşid gösterir bize
İkilikten geçirir
Şirki yakar eritir
Hak’la tevhid ettirir
Mürşid gösterir bize
Nur olur varlığımız
Hak varlığı kârımız
Gönülde sultanımız
Mürşid gösterir bize
117
Aradığın buldurur
Hak sıfatla giydirir
Halk içinde gezdirir
Mürşid bildirir bize
İnsanı insan bilir
Sır insana verilir
Hak insandan görünür
Mürşid gösterir bize
Hak’la başlar yolumuz
Hakk’a varır sonumuz
İslâm olur dinimiz
Mürşid gösterir bize
Hak razı olur senden
Uçarsın ten kafesten
Hasan Hilmi iste sen
Mürşid öğretir bize
16. 04. 2007

118
HAK KAPISI DERGAHIMIZ
Sultan oturur içinde
Halka kurulur içinde
Cennet bulunur içinde
Hak kapısı dergahımız
Dört duvarla çevrilidir
Yer ile gökten geniştir
İlm-i Hakikat şehridir
Hak kapısı dergahımız
Yeryüzü taban, gök tavan
İçindekiler hep ihvan
Haktan olur daim ihsan
Hak kapısı dergahımız
Hak nuruyla bezenmiştir
Sıfatıyla süslenmiştir
Hikmetlerle döşenmiştir
Hak kapısı dergahımız
Veli, nebi dergahtadır
Halvet, sohbet dergahtadır
Hakk’a vuslat dergahtadır
Hak kapısı dergahımız
Kudret eliyle yapılmış
Arşını Rahman kaplamış
Sırrı insana verilmiş
Hak kapısı dergahımız
119
Şeriat-ı Muhammeddir
Tarikat-ı Muhammeddir
Hakikat-ı Muhammeddir
Hak kapısı dergahımız
Arifler gezer içinde
Âlemler döner içinde
Marifet var her köşede
Hak kapısı dergahımız
Hasan Hilmi ol dergaha
Var yüzünü sür eşiğe
Canı fena kıl mürşide
Hak kapısı dergahımız
19. 04. 2007

120
EMANETİ EYLE İDRAK
Talib-i didar olanlar
Mekteb-i irfana gelsin
Ref edip ar u hicabı
Sohbet-i sultana gelsin
Âleme gelmekten murad
Kişi nefsin bilmektir
Nefsini bilmekten murad
Rabbine arif olmaktır
Ders-i insanı okumak
Talibe mürşid gerektir
Mürşid önünde oturmak
Kemal-i edep gerektir
Mürşid Hakk’ın halifesi
İlim, hikmet hazinesi
Hak emridir vazifesi
Emanetullah manası
Emaneti bize verir
Emanete ehil yapar
Kul oluruz Rabbimize
Muhammed’e ümmet yapar
Emanette hikmetler var
Veli, nebi sırrın saklar
Hamil olan insan anlar
Can içinde anı gizler
121
Can bedene emanettir
Canan, cana emanettir
Can Allah, canan Muhammed
Sır insana emanettir
Bir yüzü Hak, bir yüzü halk
İki sahife bir yaprak
Hasan Hilmi oku sebak
Emaneti eyle idrak
22. 04. 2007
122
EMANET
İnsana emanet insan
Sırr-ı insan sırr-ı Kur’an
Mürşid ile olur beyan
Hak yüzüne olur ayan
Kur’an, Sünnet iki makam
Biri vahdet, biri kesret
Cem eden Hazret-i insan
Arif insan, kâmil insan
Hak sırların sahibidir
Hak rasulun vârisidir
Müminlerin hamisidir
Emanetin kendisidir
İnsanlık seni arıyor
Seninle hayat buluyor
Sana eren şükrediyor
Hamd ediyor, zikrediyor
Sen bize örtünü açtın
Gönlümüze nurun saçtın
Dünya, ukbadan geçirdin
Miracın zevkin tattırdın
Nuzul ile kesret bulduk
Kesret içre kulluk bulduk
Kullukta karar eyledik
Cennet bulduk, huzur bulduk
123
Cennet cemal hep senindir
Dünya, ukba hep senindir
Her ne ki var hep senindir
Senindir ya Rab senindir
Senden sana ilticamız
Kabul et ya Rab duamız
Seninle olsun safamız
Muhammedi erkanımız
Sohbet ile ashabıyız
İman ile ihvanıyız
Sünnet ile yolundayız
Hak Rasulun ümmetiyiz
Surette Nakşibendiyiz
Hakikatte melâmiyiz
Ne yerdeyiz, ne gökteyiz
Can içinde seferdeyiz
Pîrimiz Muhammed Nuri
Şeyhimiz Hüseyin Sabri
Yok ikilik bir vallahi
Durma secde eyle Hilmi
22. 04. 2007
124
GEL ÖĞREN HAKİKATİ
Tanyeri ağarmadan
Azrail çağırmadan
Ruh bedenden uçmadan
Gel öğren hakikatı
Güneş yakın doğacak
Doğan er, geç ölecek
Gökte yıldız sönecek
Gel öğren hakikatı
Dünya dönen bir çarktır
Öğüttüğü insandır
Tarih buna şahittir
Gel öğren hakikatı
Hani nerde atamız
Toprak olur tenimiz
Nere gider canımız
Gel öğren hakikatı
Mum söner, ziya gider
Gün döner, ömür biter
Arifler sırrı çözer
Gel öğren hakikatı
Hakikat olan Haktır
Masivadan ol paktır
Sana senden yakındır
Gel öğren hakikatı
125
Veli, nebi, mürşidler
Hak emriyle geldiler
Bizi davet ettiler
Gel öğren hakikatı
Nedir can, nedir canan
Eşref-i mahluk insan
Bize verildi Kur’an
Gel öğren hakikatı
Hakikat bir ağaçtır
Onun meyvesi insan
Özünde Hak gizlidir
Gel öğren hakikatı
Sen seni bulamazsın
Sırrına eremezsin
Delilsiz gidemezsin
Gel öğren hakikatı
Delil rah-ı Muhammed
Hak Mürşidle şahadet
Gönül bulur muhabbet
Gel öğren hakikatı
Bilen Hak, bilinen Hak
Vücut, mevcud cümle Hak
Hasan Hilmi Hak’la bak
Gel öğren hakikatı
23. 04. 2007
126
ALİYYÜL MURTEZA
Senden himmet ister cümle evliya
Cemalin nurdur Aliyyü’l-Murteza
Hakk’ın habibinin sevgilisisin
Fatımatü’z-Zehra’nın hem eşisin
Hasanla, Hüseyin evlâd-ı Ali
Âşıklar gönlünde makamı âli
Hakikat bir şecerdir, meyvesi Ali
“Ev edna” sırrının mahremi Ali
Allah’ın arslanı fatih-i Hayber
Gönüller sultanı sıddık-ı ekber

Okudu nokta-yı dersi Ahmet’ten
Fehmetti Kur’an’ı sırr-ı vahdetten
Her nebiyle sırran geldi ol veli
Hak Rasul’le zahir geldi ol Ali
Rasulun omzunda mirac eyledi
Kâbeyi putlardan halâs eyledi
“Ben ilmin şehriyim” buyurdu Nebî
“Şehrimin kapısı Aliyyü’l-Velî”
“Musanın kardeşi nasılsa Harun”
“Benim de kardeşim Ali’dir bilin”
127
Cism u canım, nur u aynımdır Ali
Serde sırrım, sırda sübhanım Ali
“Ali’yi sevenler beni severler”
“Beni sevenler de Allah’ı sever”
“Ali’yi münafık olanlar sevmez”
Ali’nin sırrını gafiller bilmez
Ali’ye düşmanlık olur mu haşa
Velinin sahibi Hazret-i Mevlâ
Nebinin her zaman yanında Ali
Yeryüzünde Hakk’ın şahidi Ali
Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te Ali
Mekke’de , Kâbe’de, Miraç’ta Ali
Ebu Talip oğlu Ali suretin
Muhammed Ali’dir senin siretin
Surette , siretin nasıl gizledin
Âşıklara kendin ilan eyledin
Emr-i Hakk’a daim eyledin taat
Kâfirlerle daim eyledin cihat
Hakk’ın halifesi İmam-ı Ali
Hakk’ın hazinesi vâris-i Nebi
128
Sırr-ı Vahdet, sırr-ı Ahmet sendedir
Sırr-ı Kur’an, ism-i Azam sendedir
Hem şeriat, hem hakikat sendedir
Hem tarikat, hem marifet sendedir
Fakire, yolcuya ikram edensin
Yetimin hakkını koruyan sensin
Suyla iftar edip oruç tutansın
Halkı kendinize tercih edensin

Ahlâkın yücedir örneğin Nebî
“Allah’ın arslanı” Hak sana dedi
Vâris-i Nebisin Muhammed Ali
Şehitsin, sıddıksın, salihsin Ali
Vasfını tariften acizdir Hilmi
Sana ta ezelden âşıktır Hilmi
Kabul et kapından ayırma bizi
Himmetle sırrına mahrem kıl bizi
28. 04. 2007
129
SEVABA DÖNER SUÇUMUZ
Hak hidayet eyleyince
Mürşide varır yolumuz
Tevbe edip el alınca
Sevaba döner suçumuz
Çok zikreder dil Allah’ı
Zikirde bulur felahı
Cümle azanın refahı
Sevaba döner suçumuz
Ef’al tevhid eyleyince
Fena fiil terk edince
Fail Hak’tır zevk edince
Sevaba döner suçumuz
Sıfatların mevsufu Hak
Vücudların mevcudu Hak
Hak aşkına vehmini yak
Sevaba döner suçumuz
Nisbet vücudun yok olur
Yokluğun sermaye olur
Haktan gayrısı yok olur
Sevaba döner suçumuz
Hak zahir, halk batın olur
Gölgemiz hem kayıp olur
Hak kendini ilan eder
Sevaba döner suçumuz
130
Hak kuvveden kul zahirdir
Hak sıfatla kul tahirdir
Hak emrine kul tabidir
Sevaba döner suçumuz
Cemleri cem eyleyince
Şirk-i hafi terk edince
Cennetü’l-irfan bulunca
Sevaba döner suçumuz
Âdem olup yalvarınca
Göz yaşıyla ah edince
Muhammediyet bulunca
Sevaba döner suçumuz
Hak hidayet eyleyince
Habibi seni sevince
Hasan Hilmi birleyince
Sevaba döner suçumuz
30. 04. 2007

131
BİR ZAMAN
Musa ile tur dağında
Tevrat okudum bir zaman
Kuş eti, kudret helvası
Gökten beslendim bir zaman
Mukaddes vadiye vardım
Bir şeceri yanar gördüm
Ben dahi yandım, kül oldum
Dumanım tüttü bir zaman
“İnni enallah” sesini
Şeş cihetten işitince
Terk edip cism ile canı
Vahdete daldım bir zaman
İsa’da oldum “Ruhullah”
Ölülere hayat verdim
Çamurdan kuş yapıp sattım
Pazar eyledim bir zaman
Hastalara şifa verdim
Dertlilere deva verdim
“Faraklit”i müjdeledim
İncil okudum bir zaman
Ben-i İsrail ümmetim
Meryem oğludur şöhretim
Vahdet, kesret bir eyledim
Halvet eyledim bir zaman
132
Gökyüzü oldu mekanım
Vücudullaha mazharım
Muhammede ben aşığım
Feryad eyledim bir zaman
Cebrail geldi semadan
Nur doğdu Cebel-i Nurdan
İndi, âyet âyet Kur’an
Hayrette kaldım bir zaman
“Akrabayı inzar eyle”
Hak dinine davet eyle
Kelam-ı Hak ile söyle
Davet eyledim bir zaman
Ebu Talib ve Hadice
Hizmet ettiler Rasule
Vefat edip ayrılınca
Gözyaşı döktüm bir zaman
Hak miraca davet etti
Cemal-i pakini açtı
Cümle gök ehli kutladı
Miraca erdim bir zaman
Medine’den davet geldi
Hak Rasul’u hicret etti
Sıddık’ı yoldaş eyledi
Mağaraya girdim bir zaman
133
Yatağa koydum Ali’yi
Gönüle koydum Ali’yi
Ali’yle buldum Ali’yi
Sırrı gizledim bir zaman
Medine oldu gönlümüz
Münevver oldu gözümüz
Hakk’ı, batılı seçeriz
Furkan okudum bir zaman
Feth-i mübin müjdelendi
Mekke nurla çevrelendi
Yüzbin çeri şükreyledi
Mekkeye vardım bir zaman
Kâbe arındı putlardan
Ezan okundu damından
Muhammed’in arkasından
Namazı kıldım bir zaman
Zaman birdir an-ı mutlak
Zuhur Haktır vücud-ı Hak
Hasan Hilmi hikmetle bak
Suret göründüm bir zaman
01. 05. 2007
134
GİZLİCEDİR
Bu âleme bakıyorum
Her şey yerli yerincedir
Bir ustası var diyorum
Sanatında gizlicedir
Her an yenilikler yapar
İlim ona hayran bakar
Varlığını ilan eder
Bize bizden yakıncadır
Hak yaratır eşya olur
Eşya bize perde olur
Her şey perdede görünür
Sır perdede gizlicedir
Bunca sanat, bunca hüner
Âlem döner, dünya döner
Kuru toprakta ot biter
Hayat bizde gizlicedir
Zaman akar mazi olur
Yaş ağaçlar kuru olur
Ömür ahir zaman olur
Ölüm bize yakıncadır
Ölüm, hayat, Hak yaratır
Dünya, ukbayı donatır
İki âlemin şahıdır
Şah kuluna yakıncadır
135
Âlem beden, insan Ruhtur
Ruh bedenle bir vucuttur
Allah Vacibu’l-Vücut’tur
Sırr-ı hikmet gizlicedir
Gizli olmazsa sır olmaz
Sırsız cam da ayna olmaz
Hasan Hilmi herkes bilmez
Bizde ilim gizlicedir
08. 05. 2007
136
DÜNYA CENNET OLUR
Adalet, iyilik ve yardımlaşma
İnsanî değerler bu ilkelerde
Bu değerler uygulansa, yaşansa
Dünya cennet olur yaşarken burda
Bu kavramlar insanlığın değeri
Ortak aklın, ortak ilmin eseri
Yaratanın hepimize bir emri
Dünya cennet olur yaşarken burda
“Adalet” her işte, en başta gelir
Haklara saygıyı bize öğretir
İnsana iç huzur ve güven verir
Dünya cennet olur yaşarken burda
“İyilik” insana has bir duygudur
Çok geniş kapsamlı yüce olgudur
Toplumun refahı, mutluluğudur
Dünya cennet olur yaşarken burda
“Yakınlara vermek” çok anlamlıdır
Buna insan, hayvan, doğa dahildir
İnsanda verecek çok şeyler vardır
Dünya cennet olur yaşarken burda
İlâhi hitaba kulak verelim
Yaradılış gayesini bilelim
Hakk’a itaatle amel edelim
Dünya cennet olur yaşarken burda
137
Niceler geldi ve geçti buradan
Hani nerde anan, baban ve atan
Çalış mamur olsun dünyan ve ukban
Dünya cennet olur yaşarken burda
İnsanoğlu eseriyle anılır
Gönüllere sevgi ile girilir
Hasan Hilmi her bir amel yazılır
Dünya cennet olur yaşarken burada
15. 05. 2007
138
HAMD U SENALAR
Ya Rab sohbetini lutfettin bize
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
İlham-ı ilâhi doldu gönüle
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
Ashab-ı Rasulun zevkine erdik
Mukaddes mahbuba aşk ile baktık
Sohbeti, sultanın feminden tattık
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
Soyundu yüzünden açtı nikabı
Nurunun ateşi yaktı cihanı
Can olup canlara verdi bu canı
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
Bu can sana ta ezelden aşıktır
Aşıkları güzel Mevlâm kavuştur
Bir vuslatın bin ömürden üstündür
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
Bir aşk için bunca âlem yarattın
Sevdiğine dünya, ukba donattın
Aşka düşen âşıkları ağlattın
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
Senin aşkın ile yanar güneşler
Senin aşkın ile döner felekler
Senin aşkın ile sever gönüller
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
139
Senden gayrı seven, sevilen yokur
Mahlukat içinde sevmeyen yoktur
Bu sevgi mutlaktır, mecazı yoktur
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
Zat ile sıfatın sevgisidir bu
Gizli hazinenin izharıdır bu
Tecellî zuhurun esrarıdır bu
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
Muhammed Mustafa Habib-i Huda
Nurunun feyzinden olunduk ihya
Ol feyz ile Hilmi bulmuşuz beka
Hamd ü senalar Rabbu’l-Âlemine
23. 05. 2007

140
İLÂHİ BAB-I LÜTFUNDAN
İlâhi bab-ı lutfundan
Nice ihsanlar sunarsın
Nihayetsiz hazinenden
Nice hikmetler saçarsın
Zîruh olan tüm canlılar
Senin elinden beslenir
Yerler, gökler ve âlemler
Senin nurunla şenlenir
Bilinmekliğini sevdin
Halk yarattın Hak varlıktan
Sıfatlarınla süsledin
Ruh üfledin Ruhullahtan
Âdem, Havva isim esma
Ad koydun cümle varlığa
Her bir isme bir müsemma
Delil oldu bu varlığa
Varlığı taksim eyledin
Halkı Hakk’a kul eyledin
Mülke Süleyman eyledin
Şah u geda bir eyledin
Bir nur saldın bu âleme
Vardı erişti Ahmed’e
Gark oldu âlem rahmete
Erdi gönül muhabbete
141
Muhabbette Muhammed var
Muhammed’de hikmetler var
Âyet, hadis, manalar var
Cennet, cemal, ihsanlar var

Âlemlerden müstağnisin
Ganî olan Allah sensin
Ehad, Samed, münezzehsin
Kebir, Ekber, Mükebbirsin
Kullar zayıf, sana muhtaç
Senden başka yoktur ilaç
Hâdi, Şâfi ismini aç
Rahmetin üstümüze saç
Her bir rahmet bir melekle
İnerler gökten, yerlere
Toprağa rahmet can vere
Ölümden sonra dirile
Hakk’ın yaratması ne hoş
Vuslat olan ölüm de hoş
Dünya da hoş, ukba da hoş
Kahrın da hoş lutfun da hoş
Kahrı, lutfu bir edenler
Enfüs, afak seyredenler
Hasan Hilmi ol erenler
Pirler, veliler, müminler
29. 05. 2007
142
SAFA GELDİN YA RAMAZAN
Teşrifinle şeref verdin
Müminleri sevindirdin
Gönlümüzü şad eyledin
Safa geldin ya Ramazan
Oruç ayı, Kur’an ayı
Sensin gönüller sultanı
Rahmet ayı, vuslat ayı
Safa geldin ya Ramazan
Sende imsak, sende iftar
Sendedir derde devalar
Sende makbuldür dualar
Safa geldin ya Ramazan
Gündüz, gece birdir sende
Köle sultan birdir sende
Sırlar ayan olur sende
Safa geldin ya Ramazan
Camisin tüm hayırları
Seversin saim kulları
Açarsın cennet babları
Safa geldin ya Ramazan
Onbir ayda batın idin
Ramazanla zahir oldun
Zahir, batını bildirdin
Safa geldin ya Ramazan
143
Melekler iner yerlere
Şeytan vurulur zincire
Karışır yerler göklere
Safa geldin ya Ramazan
Rahmet, mağfiret dolusun
Kulları nardan korursun
Vahdet ile geçirirsin
Safa geldin ya Ramazan
Bin aydan üstündür kadrin
Sure-i Kadir şahidin
Mukaddestir emanetin
Safa geldin ya Ramazan
Savm ile mirac ettik
Salat ile mirac ettik
Hasan Hilmi bayram ettik
Safa geldin ya Ramazan
27. 09. 2007
144
CAN MÜRŞİDİM CANIM AHMED
Kabri vahdetine vardım
Eşiğine yüzüm sürdüm
Sırr-ı sohbetine erdim
Can mürşidim canım Ahmed

Kabrim benim Hacı Sabri
Sırrım benim Hacı Sabri
Aynım benim Hacı Sabri
Can mürşidim canım Ahmed
Gelmezem ben, gitmezem ben
Toprak içre çürümem ben
Ariflere ayanım ben
Can mürşidim canım Ahmed
Nefholdum ben zat-ı Haktan
Sıyrılıp çıktım topraktan
Münezzehim ben idraktan
Can mürşidim canım Ahmed
Gönüllerdedir mekanım
Dillerde daim ezkarım
Vuslat-ı yarla halvetim
Can mürşidim canım Ahmed
Uzak değil çok yakınım
Telkin ile bulunanım
Hak mürşitle bilinenim
Can mürşidim canım Ahmed
145
Hak zahirle ben batınım
Muhammed’le beraberim
Sıfatullahla zahirim
Can mürşidim canım Ahmed
Hasan Hilmi ihvanımız
Ayniyettedir sefamız
Bizden bize sohbetimiz
Can mürşidim canım Ahmed
27. 09. 2007
146
DEDİM BELÎ , DEDİM BELÎ
Ezel bezminde sevgili
Muhatap aldın, sen beni
Bana sordun hem Rabbimi
Dedim belî, dedim belî
Sen Rabbimsin hayat veren
Sıfatlarınla süsleyen
Bana beni hem öğreten
Dedim belî, dedim belî
Âlemlerin Rabbi sensin
Varlıkların canı sensin
Canların cananı sensin
Dedim belî, dedim belî
Dilim senin zikrin eder
Kalbim sana secde eder
Azalarım ikrar eder
Dedim belî, dedim belî
Yoktan bize vücud verdin
Suret verdin, isim verdin
Müsemmaya erin, dedin
Dedim belî, dedim belî
Biri binlere çevirdin
Sanat, hünerler gösterdin
Nebî, veliler gönderdin
Dedim belî, dedim belî
Yerler, gökler inşa ettin
Gizli sırlar ifşa ettin
Adem’i mirat eyledin
Dedim belî, dedim belî
147
Kâfir, mümin sen halkettin
Cennet, cehennem yarattın
Hâdi, Mudil senin adın
Dedim belî, dedim belî
Ef’al, sıfat, vücud senin
Yerler, gökler kamu senin
Celal, cemal, kemal senin
Dedim belî, dedim belî
Ben katreyim umman sensin
Bana benden yakın sensin
Bilen ve bilinen sensin
Dedim belî, dedim belî
İkrar ile iman olur
İman ile ihsan olur
Gözün mahbubunu görür
Dedim belî, dedim belî
Mürebbisi Allah olan
İlim, irfan ile dolan
İman-ı kâmile eren
Dedim belî, dedim belî
Muhammed’e ümmet olan
Edep, erkan, usul bulan
Hak mürşidden telkin alan
Dedim belî, dedim belî
Rabbim rahmetin coşturdun
Rahmetine kavuşturdun
Hasan Hilmi’ne lutfettin
Dedim belî, dedim belî
24. 02. 2008
148
DİLDEN GİZLİ, GÖZDEN GİZLİ
Bir sırrım var candan aziz
Dilden gizli, gözden gizli
Manâ, hikmet hem de rumuz
Dilden gizli, gözden gizli
Gözler onu idrak etmez
Diller onu anlatamaz
Ele gelmez, tarif olmaz
Dilden gizli, gözden gizli
Gören gözlerin nurudur
Dönen dillerin nutkudur
Cümle cihanın ruhudur
Dilden gizli, gözden gizli
Alıp verilen nefeste
Devredip dönen felekte
İns ü cinde hem melekte
Dilden gizli, gözden gizli
Ten bedende, can içinde
Kalp evinde, hem özünde
Cümle cihan her zerrede
Dilden gizli, gözden gizli
Mutlak hayat kaynağıdır
Yanan kandilin yağıdır
Işık veren çerağıdır
Dilden gizli, gözden gizli
149
Zuhurda iken gizlidir
Gizli iken aşikardır
Bu sır böyle muammadır
Dilden gizli,gözden gizli
Bir acep sözler söylenir
Güller gül ile tartılır
Can verene sır verilir
Dilden gizli, gözden gizli
Bu vadiye akıl girmez
Bir kez ölen artık ölmez
Sır olup asla çözülmez
Dilden gizli, gözden gizli
Hasan Hilmi daldın yine
Sırlar dolu bir ummana
Hikmetler doldu gönlüne
Dilden gizli, gözden gizli
24. 02. 2008
150
AŞK DELİLİK MAKAMIDIR
Aşka akılla düşülmez
Aşkın yeri gönüldedir
Âşık olan da kınanmaz
Aşk delilik makamıdır
Aramakla aşk bulunmaz
Bulursa aşk seni bulur
Neden, niçin hiç sorulmaz
Aşk delilik makamıdır
Aşk düzenleri bozdurur
Gurbet illeri gezdirir
Kâh ağlatır, kâh güldürür
Aşk delilik makamıdır
Aşk kafesten uçmak demek
Kanat çırpıp coşmak demek
Sonsuzluğa dalmak demek
Aşk delilik makamıdır
Aşkta sanki zaman durur
Yerler, gökler hep bir olur
İnsan bir boşlukta yürür
Aşk delilik makamıdır
Nasihat hiç fayda vermez
Yemez, içmez hiç konuşmaz
Gözü başka bir şey görmez
Aşk delilik makamıdır
151
Aşkın dünyası başkadır
Orda hayat toz pembedir
Aşk şarabın içen mesttir
Aşk delilik makamıdır
Âşık, maşukla aşk olur
Cümlesi bir vücud olur
Vuslat olur, halvet olur
Aşk delilik makamıdır
Aşkın kemali irfandır
Ariflere sır ayandır
Seven, sevilen insandır
Aşk delilik makamıdır
Âşık olmak, sadık olmak
Arif olmak, nefsin bilmek
Hasan Hilmi incitmemek
Aşk delilik makamıdır
25. 02. 2008
152
KUR’AN’IN ÖZÜNDEN, RASUL SÖZÜNDEN
Bir nasihat aldım Kâmil Mürşidden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Manâlar, hikmetler aktı dilinden
Yeniden can buldu kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Masiva kalbimi imha etmişti
İnsanlık terk edip, çoktan gitmişti
Sevginin yerini öfke almıştı
Yeniden can buldu kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Bir tevbe verdirdi “ Nasuh tevbesi”
Dertlerin devası, gönül şifası
Kapladı kulunu Rahmet deryası
Yeniden can buldu kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Bir sevgi tohumu ekti kalbime
Bir sıcak cemrecik düştü kalbime
Tertemiz bir pınar aktı kalbime
Yeniden can buldu kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Kupkuru vadiler yemyeşil oldu
Güller açtı, gönül, lâlezar oldu
Mevsim bahar oldu, diller şad oldu
153
Yeniden can buldu kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Ölü iken beni dirilttin Rabbim
Sıfatınla beni süsledin Rabbim
Ruhundan ruh verdin şad ettin Rabbim
Yeniden can buldu kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Sonsuz nimetinin bendesiyim ben
Lütfunun sarhoşu, divaneyim ben
Cemalin hayranı, kurbanıyım ben
Yeniden can buldu , kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Davetin işittik, itaat ettik
Mağfiret diledik, lütfuna geldik
Tevhid ettik Hakk’ı cümle birledik
Yeniden can buldu kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
Kulluk ile senden yardım dileriz
Salih kullarına selâm ederiz
Hasan Hilmi Hak’la kelâm ederiz
Yeniden can buldu kalb ile beden
Kur’an’ın özünden, Rasul sözünden
13. 03 2008
154
BİLDİM RABBİMİ RABBİMLE
Bir manâ düştü fikrime
Muhabbet verdi gönlüme
Döndürdü beni özüme
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Rabbimle
Rabbim bana benden yakın
Yok ikilik varlık Hakk’ın
Marifettir Hak’la bakın
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Rabbimle
Rabbin kelamı mutlaktır
Sözlerinde hayat vardır
Kalb-i meyyiti diriltir
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Rabbimle
Nefha etti Cibriliyle
Hayat verdi ruhu ile
Vücud verdi keremiyle
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Rabbimle
Yaratan can u cananı
Yaşatan cümle cihanı
Diyet eyleyen insanı
155
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Rabbimle
Cümle canlıyı besleyen
Hastalara şifa veren
Duaları kabul eden
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Rabbimle
Rabbim Rahmet hazinesi
Hak Mürşiddir halifesi
Muhammed’dir ayinesi
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Rabbimle
Rabbim Allah ben merbubum
Emr-i Hak ile memurum
Sultandan içeri kulum
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Rabbimle
Ahde vefa kıl sen Hilmi
Hak mürşidden al sen ilmi
Sadakatle tut elini
Bildim Rabbimi Rabbimle
Erdim sırrına Himmetle
11. 04. 2008
156
HER NAZAR CEMALE BAKAR ÂŞIKLAR
“El fakru” dersini okur âşıklar
Aşk ile varını yakar âşıklar
“Fakr-ı tamm”ın sırrına mazhar olur
Her nazar cemale bakar âşıklar
Ol nazar, aşığın cenneti olur
Gözü değse taşa mücevher olur
Her anda bir şe’nde bir âlem olur
Her nazar cemale bakar âşıklar
Âşıktır Mevlâ’ya kendi özünde
Sadıktır Mevlâ’ya her bir sözünde
Ariftir Mevlâ’ya irfan gönlünde
Her nazar cemale bakar âşıklar
Vuslat-ı yâr ile halvet eylerler
Kelam-ı Hak ile sohbet eylerler
Kemal-i edeple taat eylerler
Her nazar cemale bakar âşıklar
Zahiri halk ile batınları Hak
Sureti beşerdir, siretleri Hak
Elleri kârdadır, gönülleri Hak
Her nazar cemale bakar âşıklar
Pazar eyler, halk içinde Hak ile
Kulluk eyler, ten içinde can ile
Söyler kelâm dil içinde dil ile
Her nazar cemale bakar âşıklar
157
Fikr-i dünya, hubb-u ukba geçmişler
Gayri nedir kalplerinden silmişler
Bir cemale nice bin can vermişler
Her nazar cemale bakar âşıklar
Aşığın cenneti maşuktur Hilmi
Sevginin diyeti sevgidir sevgi
Ân’ı cihanı değer an’dır şimdi
Her nazar cemale bakar âşıklar
15. 04. 2008
158
BİR ÇİFT SÖZÜM VARDIR BENİM
Hak mürşide varanlara
Telkin Hak’tan alanlara
Nefse karşı duranlara
Bir çift sözüm vardır benim
Bu yol Melâmet yoludur
Yolda dikenler doludur
Menzil uzun, yol uludur
Bir çift sözüm vardır benim
Taş atarlar elleriyle
Kınarlar hem dilleriyle
İncitirler sözleriyle
Bir çift sözüm vardır benim
Var mı bir veli bu yolda
Kınanmasın Hak uğrunda
Azmeyle visal-i dosta
Bir çift sözüm vardır benim
Nefsî hicab ko yırtılsın
Heva, hevesler dağılsın
Benlik vehmin hem yok olsun
Bir çift sözüm vardır benim
Öze varırsın öz ile
Bir’i birlersin Bir ile
Dalarsın ol vahdet “il”e
Bir çift sözüm vardır benim
159
Hazrete varır yolları
Divanda durur kulları
Canana erer canları
Bir çift sözüm vardır benim
Nebilere erişirsin
Velilerle sevişirsin
Gönlün cennet eylemişsin
Bir çift sözüm vardır benim
Hasan sözün ne hoş dedin
Sırrı bize faş eyledin
Rehber mürşidi gösterdin
Bir çift sözüm vardır benim
16 04 2008
160
GELDİM SANA CAN MÜRŞİDİM
Dosta halim arz etmeğe
Eşiğine yüz sürmeğe
Kul olup hizmet etmeğe
Geldim sana can mürşidim
Duydum derde derman sende
Hayat veren nefha sende
Miskinlere ihsan sende
Geldim sana can mürşidim
Tuttun elim rahmet ile
Zikir verdin himmet ile
Nazar kıldın şefkat ile
Geldim sana can mürşidim
Pak eyledin kirlerimi
Yeniledin elbisemi
Şenledin gönül evimi
Geldim sana can mürşidim
Beni bana bildirdin sen
Beni senle doldurdun sen
Âlemleri öğrettin sen
Geldim sana can mürşidim
Anladım Hakk’ı Hak ile
Birledim Hakk’ı Hak ile
Seyrettim Hakk’ı Hak ile
Geldim sana can mürşidim
161
Kuvvenden zahir eyledin
Sıfatlarınla süsledin
Kulum diye hitap ettin
Geldim sana can mürşidim
Sen ben, ben sen, biz eyledin
Evvel, ahir bir eyledin
Velilere yâr eyledin
Geldim sana can mürşidim
Vuslat ettik mananıza
Hamd eyledik Rabbimize
Hayran olduk Hilmi’nize
Geldim sana can mürşidim
18. 04. 2008

162
DAHİL OLDUK
İnandık Allah’a ve Rasulune
Dahil olduk Müslüman zümresine
Gönül verdik farzına sünnetine
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
Bize Allah seçti din-i İslâm’ı
Kur’an ile bildik helal, haramı
Rabbu’l-Âlemin’in lütfu, ihsanı
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
Tebliğ etti bize Kur’an’ı nebi
En güzel örnektir Sünnet-i Nebi
İlmullahı bize öğretti nebi
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
Cümle enbiyayı tasdik eyledi
Tevhidi irfanı telkin eyledi
Uruç, nuzul sırrın izhar eyledi
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
163
“Yedullah” sırrının mazharı nebi
“Sana biat, bana biat” Hak dedi
Bir yüzü Hak, bir yüzü halk ol veli
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
Ben de sizin gibi beşerim diyen
Sabahlara kadar kıyam eyleyen
Günahkar ümmetin Hak’tan dileyen
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
Nesl-i Pak-i Rasule canlar feda
Hanedan-ı ehl-i beyt-i Mustafa
Tabi olduk imamlara Ya Hüda
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
Haşre dek ikrarımızdır Ya Celîl
Kabul et imanımızdır Ya Celîl
Başka yok tek varımızdır Ya Celîl
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
Müslüman olarak bizleri öldür
Salih kullarına bizleri bildir
164
Sırr-ı Mustafa’na bizleri erdir
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
Hak Mürşidden Hilmi, oku dersini
“Men aref” sırrıdır ilm-i ledünni
Hakk’a tahsis eyle gönül evini
Nail olduk zikrine, sohbetine
Dahil olduk Müslüman zümresine
01.05. 2008
165
HAZRETİ MAHMUD EFENDİ
Yaşar Efendi’nin gülü
Hakikat ilminin dili
Hak habibinin vârisi
Hazret-i Mahmud Efendi
Gündüz, gece hizmet eder
Hikmet ile sohbet eder
Hak nuruyla nazar eder
Hazret-i Mahmud Efendi
İrşad eder ihlâs ile
İş’ar eder ilham ile
İkrar eder iman ile
Hazret-i Mahmud Efendi
Telkin eder zikrullahı
Siler, atar gayrullahı
Bildirir hem sırrullahı
Hazret-i Mahmud Efendi
Boş söze iltifat etmez
Haktan gayrı nedir bilmez
Nefsinden hiç söz söylemez
Hazret-i Mahmud Efendi
Sevdiğini Allah için
Yerdiğini Allah için
Cemi, farkı Allah için
Hazret-i Mahmud Efendi
166
İlm-i ledün sahibidir
Bahr-ı muhit gavvasıdır
İki ilmin deryasıdır
Hazret-i Mahmud efendi
İlminde Hilmi mevcuttur
Seyrinde sırrı mevcuttur
Mahmudda Mahbub mevcuttur
Hazret-i Mahmud efendi
05. 05. 2008
167
RAHMETİN DİLERİZ
Rahmetin müjdesi rüzgarlar eser
Bulutlar emrinle havada yüzer
Kurumuş toprağa rahmetin iner
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
Rahmetin yeşertir kuru toprağı
Bağrından çıkarır türlü nebatı
Ağaçlar, çiçekler onun sıfatı
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
Ölümünden sonra hayat verensin
Ayetlerini bize gösterensin
Şeriki olmayan tek İlâh sensin
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
Her çeşit yaratma senin ilminde
İns ü cin, âlemler senin emrinde
Melekler, felekler senin elinde
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
Rahmetinden bize Rasul gönderdin
Âyet âyet bize Kur’an indirdin
Manâlar, hikmetler talim eyledin
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
Âlemi yarattın Ademe mekan
Ademi yarattın zatına mekan
Zatından zatını eyledin ilan
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
168
Nebiler gönderdin inse ve cine
Rahmetin erişti cümle âleme
Rahmeti ezelde yazdın kendine
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
Muhammed Mustafa mazhar-ı rahmet
Şefaat kânıdır mahbub-u Hazret
“Levlâke” sırrının sahibi Ahmet
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
Rahmetin bizlere sayeban kıldın
Mürşidi Kâmille hidayet ettin
Hasan Hilmi ledün ilmine erdin
Rahmetin dileriz ey gani Mevlâ
07. 05. 2008

169
HAK RIZASINA ERDİLER
İman edip sabredenler
Hak rızasına erdiler
Hak aşkıyla zikredenler
Hak rızasına erdiler
Girdiler meydan-ı harbe
Ettiler emre itaat
Vurdular hem nefse darbe
Hak rızasına erdiler
Gördüler ef’al-i Hakk’ı
Bu âlem mazharlarından
Bildiler sıfat-ı Hakk’ı
Hak rızasına erdiler
Âlem Hakk’ın sıfatıdır
Vücudu Hak ile kaim
Zatına delil zatıdır
Hak rızasına erdiler
“Mutu kable entemutu”
Mevti ihtiyar ettiler
Yokluğu diyet ettiler
Hak rızasına erdiler
Tecelli eyledi Allah
Kuvve-i kalb-i insandan
Zahir oldu cemalullah
Hak rızasına erdiler
170
Cemalin nuru Muhammed
Varlığa o’dur hem sebep
Kulluğa eyledi davet
Hak rızasına erdiler
Uruç Hakk’a, nuzul vasfa
Bu sırdır, sırr-ı Mustafa
Ruha gıda, cana safa
Hak rızasına erdiler
Cem’i buldular fark ile
Farka erdiler cem ile
Tevhid ettiler Hak ile
Hak rızasına erdiler
Mahrem-i irfan oldular
Hazret-i insan oldular
Mülke Süleyman oldular
Hak rızasına erdiler
Mekan içinde mekansız
Zaman içinde zamansız
Hilmi ol canlar nişansız
Hak rızasına erdiler
11. 05. 2008
171
UMMANI BULDUM
Cemalin seyrine daldım da yine
Kaybettim kendimi umman içinde
Himmet-i sultana erdim de yine
Ummanı buldum da kendi özümde
Bir perde açıldı renksiz, şekilsiz
Bir sohbet yapıldı harfsiz, kelamsız
Bir mana kapladı hadsiz, hudutsuz
Ummanı buldum da kendi özümde
Özümü özünden olduğum bildim
Vuslat-ı Yâr ile halvete erdim
Kuvve olup Hakk’ı izhar eyledim
Ummanı buldum da kendi özümde
Bana benden yakın özümdür benim
Tecelli sıfatın örtümdür benim
Esma ve ef’alin halimdir benim
Ummanı buldum da kendi özümde
Okudum Kur’anı Ümmül Kitaptan
Seb’a-i mesan’ı dürr-i insandan
İhsan oldu bize lütfü Hüda’dan
Ummanı buldum da kendi özümde
İlm-i ledün dersi aldık Hızırdan
Seyr-i süluk dersi aldık mürşidden
“Men arefe” dersi aldık Rasulden
Ummanı buldum da kendi özümde
172
Şeriat, Hakikat iki ummandır
Tarikat, Marifet nur-i Hüdadır
Camiu’l-Bahreyn Hazret-i insandır
Ummanı buldum da kendi özümde
Zuhurum kesrette surettir benim
Surette devletim kulluktur benim
Kullukta lâkabım Hilmi’dir benim
Ummanı buldum da kendi özümde
12. 05. 2008
173
HALİ BİLDİRDİ RASUL
La feta illa Ali
Buyurdu Şah-ı Rusul
Fütuvvet hal iledir
Hali bildirdi Rasul
Efendisinin kulu
Gönlü imanla dolu
Hizmettir dün ü günü
Hali bildirdi Rasul
Her nefeste zikreder
Kalple tefekkür eder
Zikir, fikir bir eder
Hali bildirdi Rasul
Ahlâkı, Muhammedî
Ahkamı, şer-i Nebî
Tariki, Hak tarikî
Hali bildirdi Rasul
Ef’ali efalullah
Sıfatı sıfatullah
Gayrı yok mevcut Allah
Hali bildirdi Rasul
Tevhid eder Hak ile
Tesbih eder Hak ile
Tahmid eder Hak ile
Hali bildirdi Rasul
174
Cem eder Kur’an ile
Fark eder Furkan ile
Hazret-i insan ile
Hali bildirdi Rasul
Ariflere irfandır
Gönüllere mihmandır
Hilmi sana sultandır
Hali bildirdi Rasul
13. 05. 2008
175
HALİ BİLDİRDİ RASUL
Halde manalar vardır
Hale ermek gerektir
İlm-i hal mürşidledir
Hali bidirdi Rasul
Hal zamandan münezzeh
Bir şuhudi ilimdir
Kaydu şarttan münezzeh
Hali bidirdi Rasul
Haldedir sırr-ı Kur’an
Haldedir ism-i azam
Haldedir kevn ü mekan
Hali bildirdi Rasul
Evveli yoktur anın
Ahiri yoktur anın
Mutlakıdır zamanın
Hali bildirdi Rasul
Zahiri hal iledir
Batını hal iledir
Her anı hal iledir
Hali bildirdi Rasul
Halde mevcuttur Allah
Muhammed Rasulullah
Hak, Hay, Kayyumdur Allah
Hali Bildirdi Rasul
Hasan Hilmi halimiz
Melâmettir yâdımız
İlm-i ledün dersimiz
Hali bildirdi Rasul
13. 05. 2008
176
MÜRŞİDİMİN DUASIYLA
Emrolundum Hak Mürşitten
Ders okudum Melâmetten
Sohbet ettim velâyetten
Mürşidimin duasıyla
Mürşidim arşımdır benim
Can içinde canım benim
Tüm varıma hakim benim
Mürşidimin duasıyla
Seyr-i sülukuna aldı
Gönül sarayına aldı
Beni benden soyup aldı
Mürşidimin duasıyla
Gezdirdi mana illeri
Velâyeti, nübüvveti
Giydirdi tac u hulleyi
Mürşidimin duasıyla
Kuvvemden o zahir oldu
Gölgem onda zail oldu
Şehr u pazar hep Hak oldu
Mürşidimin duasıyla
Miraç ettirdi gönlünde
Vuslat ettirdi gönlünde
Seyran ettirdi gönlünde
Mürşidimin duasıyla
177

Sıfatlarıyla süsledi
Muhammediyet giydirdi
Şefaatına erdirdi
Mürşidimin duasıyla
Cami olduk esmasına
Vâris olduk manasına
Hayran olduk Sabri’sine
Mürşidimin duasıyla
Ahde vefa ahdimizdir
Hasan Hilmi dostumuzdur
Hizmet eden kulumuzdur
Mürşidimin duasıyla
14. 05. 2008
178
RAHMET OLUR YERYÜZÜNDE AKARIM
Bir bakışın dü âleme bedeldir
Damla damla varlığımı eritir
Buhar olur gök yüzüne çıkarır
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Göl olurum bir toprağın bağrında
Can olurum bir yanığın ağzında
Yâr olurum bir yiğidin gönlünde
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Karışırım ağaçlara, dallara
Renk veririm çiçeklere, kırlara
Tat veririm arılarda ballara
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Yeryüzünde yağmadığım yer yoktur
Gökyüzünde gezmediğim yer yoktur
Herkes bilir, beni bilmeyen yoktur
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Su isminde saklamışım sırrımı
Acı, tatlı diye kıldım vasfımı
Ariflere çözüp açtım saçımı
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Her varlıkta gizli, açık ben varım
Taşı kırsan içinden ben çıkarım
Kesif olur kar ismini alırım
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Damarlarda damla damla kanım ben
Kitaplarda sayfa sayfa canım ben
Her varlığa kendimden yakınım ben
Rahmet olur yeryüzünde akarım
179
Her varlıkta bir şekile girerim
Rengim yoktur amma renge girerim
Her canlıyı sıfatımla süslerim
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Nebilerde âyet oldum okundum
Velilerde himmet oldum bilindim
Müminlerde hayat oldum dirildim
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Kâfirlere tufan oldu celalim
Asilere azap oldu hem va’dim
Su içinde yanar benim ateşim
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Toprakta su, havada su, od’da su
Durmaz akar devreder âlemde su
Kadri bilinmez bir hazinedir su
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Rahmetinden Rabbim bir su yaratmış
Mülkünü ol suyun üstünde kurmuş
Havz-ı Kevseri habibine sunmuş
Rahmet olur yeryüzünde akarım
Hasan Hilmi özün bir damla sudur
Özünü bilenler Hakk’a ariftir
Ol irfan arifin hem cennetidir
Rahmet olur yeryüzünde akarım
16. 05 .2008
180
HAYRUN NİSA HACI ANNEM
Abdest alır Kur’an için
Namaz kılar Allah için
Dua eder kullar için
Hayrun nisa Hacı Annem
Kur’an okur diller ile
Sohbet eder hikmet ile
Sevgi dokur emek ile
Hayrun nisa Hacı Annem
Okur okutur Kur’an’ı
Görür gözetir ihvanı
Bilir bildirir insanı
Hayrun nisa Hacı Annem
Kapısı açık herkese
Kulak verir hep Hak sese
Nazar eder sevgiliye
Hayrun nisa Hacı Annem
Gençlere çok önem verir
Din-i İslâm’ı öğretir
Sever, sevilir, sevdirir
Hayrun nisa Hacı Annem
Küçük ile küçük olur
Büyük ile büyük olur
Her haliyle örnek olur
Hayrun nisa Hacı Annem
181
Hak mürşide biatlıdır
İrşad ile görevlidir
Tevhid ile beratlıdır
Hayrun nisa Hacı Annem
Bizde hakkın sonsuz senin
Sen anasın bizler senin
Biz katreyiz derya senin
Hayrun nisa Hacı Annem
Hacı Baba Hacı Anne
Birlikte geldi cihane
Manâ saçtılar gönüle
Hayrun nisa Hacı Annem
Allah sizden razı olsun
Sevginiz hep daim olsun
Hasan Hilmi kurban olsun
Hayrun nisa Hacı Annem
29. 08. 2008
182
SEYRAN İÇİNDE
Vahdet-i şuhudun zevkine eren
Seyreder âlemi seyran içinde
Aşk ile nefsinden soyunup geçen
Seyreder cemali cemal içinde
Vücudun, varlığın müsebbibidir
Halk denilen şey, takdirlerindir
Musavvir isminle suretlerindir
Varlık ismi halka hem ariyettir
Denizin dalgası ve de damlası
Esma ve surettir onun perdesi
Zatına perde olur mu kendisi
Hikmetle bak var mı Hak’tan gayrısı
Yek nazarla söyler “Enel Hak” sözün
“Ene” ile ikrar eder kend’özün
“Semme vechullah”ı seyreder gözün
Batın olur kesret bakidir yüzün
Nur-u Muhammed’dir zuhur-u evvel
Ruh-u Muhammed’dir şumul-ü evvel
“Men reani” dedi Mahbub-u Evvel
Vahdet-i Ahmed’le vasfoldu evvel
Cem etti batında cümle eşyayı
Fâş etti yüzünde vech-i Huda’yı
Nur ile doldurdu arzı semayı
Okudu noktada cümle âyâtı
183
Vahid ismi zata mahsus ismindir
Varlıkta birlik senin eserindir
Bir, cümle sayılara dahildir
Bin denilen şey de bin tane birdir
Bin olmak bir’i hem asla artırmaz
O zatında haşa artmaz, eksilmez
Hasan Hilmi sırrı herkes bilemez
Mürşidsiz kemale asla erilmez
30. 03. 2009
184
ŞİMDİ
Cibrilim yolunu gözlerim her an
İlhamı gönlüme koyuver şimdi
Yârimin cemalin özlerim her an
Perdeyi gözümden çekiver şimdi
Benliğim erisin aşkına senin
Akıp da dökülsün bahrına senin
Bin can feda olsun zatına senin
Şemsinin od’unu yakıver şimdi
Kuvvemden varlığın ilan eyle sen
“İlla ene” sırrın izhar eyle sen
Hak zahir halk batın ikram eyle sen
Vahdetin sırrını açıver şimdi
Hazrete eriştir sıfatlarınla
Kulluğa ulaştır ikramlarınla
Veliler nebiler tüm mü’minlerle
Huzur-u cennete alıver şimdi
Âlemi var ettin ketm-i ademden
Âdem’e ruh verdin “Ruhu menfuh”tan
Cemalini açtın vech-i Ahmed’den
Kevser-i Âliden sunuver şimdi
Âdem suretidir, siret Muhammed
Allah’ın habibi Rasul Muhammed
Evvel, ahir, zahir, batın Muhammed
Şefaata nail kılıver şimdi
Kitab-ı Mukaddes Kur’an-ı Kerim
Şeriat, hakikat Ahkam-ı Kerim
Hasan Hilmi senin mürşidin Kerim
Uğruna canını veriver şimdi
2009
185
BİR HOŞ OLDUM Kİ TARİFSİZ
Aşk şarabın içeliden
Bir hoş oldum ki tarifsiz
İkilikten geçeliden
Bir hoş oldum ki tarifsiz
Her mey şarap oldu bana
Her yer mekân oldu bana
Her varlık yâr oldu bana
Bir hoş oldum ki tarifsiz
Şey olan kalktı âlemden
Sevgili baktı gözümden
Cemali gördüm özümden
Bir hoş oldum ki tarifsiz
Bir zerre kalmadı onsuz
Ayan beyan hiç örtüsüz
Gecesi yok safi gündüz
Bir hoş oldum ki tarifsiz
Zaman durdu mekân kalktı
Zatından zatına baktı
Vahdetin sırrını açtı
Bir hoş oldum ki tarifsiz
Ene dedi ikrar etti
Varlığın ilan eyledi
Halkı batında gizledi
Bir hoş oldum ki tarifsiz
186
Bu yerdir sekr-i Muhammed
“Men reani” dedi Ahmed
“Semme vechullah”ı seyret
Bir hoş oldum ki tarifsiz
Fenafillâh’ın kemali
Keşfoldu Hakk’ın cemali
Hasan Hilmi’ye ihsanı
Bir hoş oldum ki tarifsiz
06. 04. 2009
187
KABUL EYLE BİZİ YA RAB
Ayıldı gönlüm oldu şad
Kulunu Hak etti irşad
Kapından hiç etme azad
Kabul eyle bizi ya Rab!
Sıfatlarınla süsledin
Kulluğuna kabul ettin
Bize şeref bahşeyledin
Kabul eyle bizi ya Rab!
Habibine ümmet ettin
Salâtına dahil ettin
Kulunu diyet eyledin
Kabul eyle bizi ya Rab!
Kur’an’ınla sohbet ettin
Furkan’ınla fark ettirdin
Kur’an, Furkan bir eyledin
Kabul eyle bizi ya Rab!
Savm u salât hac ve zekât
İman ihlâs ve ibadet
İhsanındır hak şahadet
Kabul eyle bizi ya Rab!
Biz kullarız sen şahımız
Her nefes sana muhtacız
Eyle mağfur ey Rabbimiz
Kabul eyle bizi ya Rab!
188
Kulluk şuuruna erdir
Habibine bizi sevdir
Haremine bizi girdir
Kabul eyle bizi ya Rab!
Sana ait kullarız biz
Seninle çok ganiyiz biz
Cemaline aşığız biz
Kabul eyle bizi ya Rab!
Kulluğa pek sarıl Hilmi
Devretsin kalbinde zikri
Levm et nefsi, ol Melâmi
Kabul eyle bizi ya Rab!
07. 04. 2009
189
MUHABBET ALDIM SULTANDAN
Melâmet hırkasın giydim
Soyundum nam u nişandan
Mukaddes vadiye erdim
Muhabbet aldım sultandan
Mutlak kelam zuhur etti
Zikrullahı talim etti
Cümle âlem Allah dedi
Muhabbet aldım sultandan
Fena’ya erdi fi’limiz
Kaldırdı gözden perdemiz
Şem’ine yandı varımız
Muhabbet aldım sultandan
Nefholundum mutlak ruhtan
Hayat buldum Hay olandan
Bekaya erdim Baki’den
Muhabbet aldım sultandan
Diyet oldu sultanımız
Sıfatullahtır safamız
Muhabbetullah virdimiz
Muhabbet aldım sultandan
Beni bana o bildirdi
“Men aref” sırra erdirdi
Âlemleri hep gezdirdi
Muhabbet aldım sultandan
190
Esmasını talim etti
Esrarını izhar etti
Emaneti işar etti
Muhabbet aldım sultandan
Âdemiyyetle giydirdi
Arifiyyete erdirdi
Hasan Hilmi’ye bildirdi
Muhabbet aldım sultandan
08. 04. 2009
191
HAK MÜRŞİDE VARMAK GEREK
Nefse arif olmak için
Rabbe vasıl olmak için
Hakikate ermek için
Hak mürşide varmak gerek
Bu âlem mürşitsiz olmaz
Ruhsuz beden yaşayamaz
Bir an dahi hali olmaz
Hak mürşide varmak gerek
Allah, Rasul, veli, mürşid
İman, İslam, mü’min, mürid
Haktır mürid, haktır mürşid
Hak mürşide varmak gerek
Suret-i Rahman sureti
Ahsen-i takvim sireti
Hakk’ın habibi, naibi
Hak mürşide varmak gerek
Nişanları bînişandır
Mekanları bîmekandır
Âlemlerin sultanıdır
Hak mürşide varmak gerek
Bazen yerde halk içinde
Bazen gökte Hak ilinde
Bazen kuldur can içinde
Hak mürşide varmak gerek
192
Bazen Hızır’a yoldaştır
Bazen Musa’ya kardaştır
Muhammed Rasul, imamdır
Hak mürşide varmak gerek
Okutur sırr-ı Kur’an’ı
Kıldırır sırr-ı salatı
Tahiyyatı, salavatı
Hak mürşide varmak gerek
Hak mürşidin haremine
İhram ile gir gönüle
Hasan Hilmi şuhud ile
Hak mürşide varmak gerek
09. 04. 2009

193
SIRR-I İNSAN, SIRRULLAHTIR
Vech-i Âdem sırr-ı Azam
Nurun alâ nur muazzam
Arz u sema hep muntazam
Sırr-ı insan, sırrullahtır
Emanetin sahibidir
Kesret vahdet bir edendir
Halkı Hak ile görendir
Sırr-ı insan, sırrullahtır
Ruhu olmuştur âlemin
Nuru olmuştur Ahmed’in
Canı olmuştur cümlenin
Sırr-ı insan, sırrullahtır
İnsan-ı kâmildir vasfı
Esmayı camidir zatı
Seb’a-yı mesandır dürrü
Sırr-ı insan, sırrullahtır
Hikmetlerin hazinesi
Hak Rasulün halifesi
Efendiler efendisi
Sırr-ı insan, sırrullahtır
Hüvel evvelü nurudur
Hüvez zahir zuhurudur
Evvel – ahir bir vücuttur
Sırr-ı insan, sırrullahtır
194
Cem eden cemleri cami
Nakşeden sırları nakşi
Ref eden sureti vasfı
Sırr-ı insan, sırrullahtır
Kulluğun kemali insan
Sultandan içeri insan
Hasan Hilmi bul sen insan
Sırr-ı insan, sırrullahtır
10. 04. 2009
195
HER ŞEY AŞKIN ESERİDİR
Aşktan yarattım âlemi
Her şey aşkın eseridir
Aşkla yoğurdum Âdem’i
Her şey aşkın eseridir
Bilinmekliğimi sevdim
Ezeli ilmime baktım
Hazinelerimi açtım
Her şey aşkın eseridir
Yerler gökler var eyledim
Sanatımla hem süsledim
Halk eyledim suret verdim
Her şey aşkın eseridir
Sevgimin mazharı Ahmed
Nurumun evveli Ahmed
Âlemin sebebi Ahmed
Her şey aşkın eseridir
Yaratmam takdirlerimdir
Suretler tasvirlerimdir
Varlıklar şahitlerimdir
Her şey aşkın eseridir
Varlıkta vücud benimdir
Suretler birer perdedir
Perde yine kendinedir
Her şey aşkın eseridir
196
Ruh benimdir, hayat benim
Sana senden yakın benim
Ef’al benim, sıfat benim
Her şey aşkın eseridir
Halife kıldım Âdemi
Emrine verdim âlemi
Ahsen-i takvim sureti
Her şey aşkın eseridir
“Külli şey’in halikün”dur
“İlla veche” hem zatındır
Hasan Hilmi kurbanındır
Her şey aşkın eseridir
11. 04. 2009
197
GÖNÜL
Taştın yine dertli gönül
Gözyaşını çözdün gönül
Yârdan ayrı mısın böyle
Yine mahzun oldun gönül
Kendim bilmez bir haldeyim
Gündüz gece avareyim
Dosta deli divaneyim
Derde duçar oldun gönül
Ararım dostu her yerde
Kulak veririm her söze
Gören göze, görünene
Âşık mı oldun ey gönül
Kuş kanadı gibi kalbim
Çarpar durur Hak Hak diye
Akar gözden kanlı yaşım
Ummanlara düştün gönül
Ruhumun ilham meleği
Getirdi yârdan haberi
Sanki cennet müjdesini
Aldın da şad oldun gönül
Yâre fedadır canımız
Dilde daim ezkarımız
Kulluktur bizim şanımız
Şahadete erdin gönül
198
Bir eyledin evvel ahir
Seyreyledin yâri zahir
Kalp evin olundu tahir
Muhabbete erdin gönül
Nuş ettin bade-i canı
Buldun can ile cananı
Hasan Hilmi’n de hayranı
Hayrete düştün ey gönül
11. 05. 2009
199
BÜLBÜLLERE SORDUM
Bülbüllere sordum gül bahçesini
Ah edip inledi, hicranda meğer
Buy-i güle hasret, gül çehresini
Çak edip hüznile zindanda meğer
Bin dert ile bana derdini açtı
Kanlı yaşlarını bağrıma saçtı
Derdimi alıp da derdine kattı
Feryadı figanı özümde meğer
Bir teselli vermek için bülbüle
Bak ben de hasretim sevgili güle
Beraber gidelim dost bahçesine
Dermanı derdimin rahında meğer
Bülbül sırlarını hep açtı bana,
Ezelden yâr imiş ol yaradana
Cennet diyarında gül kollarında
“Beli” diye öter dururmuş meğer
İmtihan diyarı dünyaya gelmiş
Fani bir bedene hapsolup kalmış
Feryadı hep ona ezelden kalmış
Hüzn ile kederi ondanmış meğer
Mevlâsı kulunun sesini duyar
Kendinden kendine yolunu açar
Rahmeti kullara lütf ile saçar
Rahmeti, Rahman’ın nefesi meğer
200
Muhammed Mustafa gül bahçesidir
Ruhum bülbül, nefsim ona köledir
Beden dedikleri bir gölgeliktir
Sırr-ı hikmet sırr-ı insandır meğer
Din-i İslam, hüsn ü hal tevhid ile
Zikri daim, hubb-i Hak mürşid ile
Hasan Hilmi gül kokar güller ile
Cana şifa, ruha gıdadır meğer
15. 05. 2009
201
VARIP İHVAN OLMAK GEREK
Dost ilinden gelenlere
Yârdan haber verenlere
Gül kokusu derenlere
Varıp ihvan olmak gerek
Manâ hikmet dillerinde
Aşk, muhabbet özlerinde
Hak’la nazar gözlerinde
Varıp ihvan olmak gerek
Soyunmuşlar nisbetlerden
Geçmişler varlık, benlikten
“Seyr”etmişler hak mürşitten
Varıp ihvan olmak gerek
Dillerinde zikr-i daim
Hallerinde Rahman, Rahim
Kalplerinde hubb-i Kerim
Varıp ihvan olmak gerek
Mutmain olmuş nefsleri
Razı olmuş hem Rableri
Hakk’a mekan gönülleri
Varıp ihvan olmak gerek
Hakk’ın batın kullarıdır
Hakk’ın zahir kullarıdır
Hakk’ın arif kullarıdır
Varıp ihvan olmak gerek
202
Nebi, veli makamları
Mutlaktandır kelamları
Mukaddes vadi yurtları
Varıp ihvan olmak gerek
Her gün yeni bir şandadır
Sırr-ı hikmet insandadır
Ne dünde ne yarındadır
Varıp ihvan olmak gerek
Devr- i felek devran ile
Zevk- i şuhud sultan ile
Hasan Hilmi iman ile
Varıp ihvan olmak gerek
Yoluna can vermek gerek
16. 05. 2009
203
GÖĞSÜNÜ AÇMAYA VAR MÜRŞİD ARA
Göğüs ilmi ariflerin ilmidir
Anda Hakk’ın ilimleri gizlidir
“Elem neşrahleke” sırrı delildir
Göğsünü açmaya var mürşid ara
Göğüs harem, kalb-i şerif, beytullah
Halk eyledi kudretiyle yedullah
Nefh eyledi “Ruh-u menfuh” çün Allah
Göğsünü açmaya var mürşid ara
İklimi beşerde Âdem sureti
Ahseni takvimdir insan sureti
Sureti, Rahmanın kendi sureti
Göğsünü açmaya var mürşid ara
Kitab-ı mukaddes zatı insanın
Âyetler, sureler sıfatı anın
Manâlar hikmetler esrarı anın
Göğsünü açmaya var mürşid ara
İnsana hitabı “Oku” Rahman’ın
Kitap oldu âlem, mutlak kelamın
Muallimi oldu Rabbi insanın
Göğsünü açmaya var mürşid ara
Gizli hazinenin mekanı kalptir
Miftahu’l-kulup Hakk’ın zikridir
Hak mürşidin telkini, himmetidir
Göğsünü açmaya var mürşid ara
204
Açılır kapılar hep senden sana
Okunur kitaplar hep senden sana
Çözülür manâlar hep senden sana
Göğsünü açmaya var mürşid ara
İnsan olup kemaline erersin
Nerden gelip gittiğini bilirsin
Hasan Hilmi sırrı söyler örtersin
Göğsünü açmaya var mürşid ara
19. 05. 2009
205
ENEL HAK SÖYLEDİM ENE OLMADAN
Seyrimde varlığın özüne vardım
Şems-i hakikatin nuruyla yandım
Hakk’ı zahir şuhud ile boyandım
“Enel Hak” söyledim ene olmadan
Varlıklar kayboldu akl u hayalden
Silindi masiva levh u idrakten
Latif bir seda doğdu gönülden
“Enel Hak” söyledim ene olmadan
Vahidiyyet sırrı zuhura geldi
Velayet hırkasın eynine giydi
Kendini kendinden ilan eyledi
“Enel Hak” söyledim ene olmadan
Muhammedî hakikate erenler
Cemalin kabesin tavaf edenler
Mukaddes vadide mekan tutanlar
“Enel Hak” söyledim ene olmadan
Ruhullah’tan ruh-u menfuh olunca
Kuvve olup Hakk’ı zahir görünce
Mest olup zevk ile benden geçince
“Enel Hak” söyledim ene olmadan
Ene ile kendin ilan eyledin
Âlemi kendinde nihan eyledin
Sırr-ı velayetin ayan eyledin
“Enel Hak” söyledim ene olmadan
206
Hak zahir olunca halk batın oldu
Kendinden kendine muhabbet doğdu
Muhabbetten Muhammed hasıl oldu
“Enel Hak” söyledim ene olmadan
Tecelli-yi evvel nuru Muhammed
“Men reani” dedi kelam-ı Ahmed
Görünce cemalin Hilmi zevk ile
“Enel Hak” söyledim ene olmadan
Makam-ı Cem, 05. 12. 2009
207
EŞYAYI ESMADA MEVCUT EYLEDİN
Tecelli sıfatın zuhura geldi
Âlem hayat buldu, safaya erdi
Kesreti nuruyla izhar eyledi
Eşyayı esmada mevcut eyledin
Halk zahir Hak batın şuhud olundu
“Allamel insane” talim olundu
Farka geldi âlem, kesret bilindi
Eşyayı esmada mevcut eyledin
Muhammedî nüzul oldu şeriat
Şeriata dahil oldu tarikat
Tarik-i müstakim oldur hakikat
Eşyayı esmada mevcut eyledin
Bilinmekliğini murad eyledi
Sıfatlarla kendin beyan eyledi
Esmayı kullara talim eyledi
Eşyayı esmada mevcut eyledin
Her bir eşya bir isimle anılır
Müsemmaya ancak böyle varılır
Emr-i Hak’la sevgiliye erilir
Esmayı eşyada mevcut eyledin
İsimler, hükümler, eserler, senin
Haliku’l, Bariu’l, Musavvir sensin
Kendini kendinden gizleyen sensin
Eşyayı esmada mevcut eyledin
208
Sevdiğin kuluna diyet olansın
Gören, söyleyen hem de duyansın
Âlemi nuruna mazhar kılansın
Eşyayı esmada mevcut eyledin
Habibine gökten indirdin kitap
Emrini tutana çok verdin sevap
Kâfiri va’dinle eyledin itab
Eşyayı esmada mevcut eyledin
Hasan Hilmi şuhud üzre duralım
Kılı kırka yarıp Hakk’a varalım
Kesret içre daim Hak’la olalım
Eşyayı esmada mevcut eyledin
Hz. Cem, 06. 12. 2009
209
TEVHİD-İ İRFANA NAİL OLDUK BİZ
Cem edip cemleri câmî olduk biz
Fethedip sırları fatih olduk biz
Makam-ı Kavseyn’e dahil olduk biz
Tevhid-i irfana nail olduk biz
Hakk’ı zahir gördük Hak aynasından
Sıfatın tanıdık Hak esmasından
Ef’ali ref ettik cümle eşyadan
Tevhid-i irfana nail olduk biz
Tenzihi, teşbihi tevhid eyledik
Makam-ı sıdk ile hem zevk eyledik
Evveli ahiri bir vücut gördük
Tevhid-i irfana nail olduk biz
Zahir Hak, batın Hak, şuhud, meşhud Hak
Âlemi var kıldı varlığından Hak
El halku hüvel Hak, hüvel Hak, el Hak
Tevhid-i irfana nail olduk biz
Allahu lâ ilahe illa Hu, Hak
El Hayyul Kayyum’dur Vacib-i Mutlak
Görünen sıfatı, anı gören Hak
Tevhid-i irfana nail olduk biz
Mazhar-ı tam, insan-ı kâmil insan
Muttaki, mü’min kul vasfıdır insan
Mazhar-ı hakikat Hazret-i insan
Tevhid-i irfana nail olduk biz
210
Şirk-i celi şirk-i hafi geçmişiz
Şefaat-i Muhammed’e ermişiz
Gözün açıp cemalini görmüşüz
Tevhid-i irfana nail olduk biz
Bir şuhudî zevke nail olduk biz
Elestü hitaba nail olduk biz
Kul olup devrana dahil olduk biz
Tevhid-i irfana nail olduk biz
Pîrimiz Seyyid Muhammed Nur’dur
Evlad-ı Rasul’dür kutb-u zamandır
Şeyhimiz Hüseyin Sabri sultandır
Tevhid-i irfana nail olduk biz
El cem’u maal fark tevhidimizdir
“Elhamdülillah” tesbihimizdir
Uruç nüzul, Hilmi’ye ihsanımızdır
Tevhid-i irfana nail olduk biz

18. 12. 2009
211
ELİF’İ GÖRDÜM ELİF’İ
Levha-yı kalbime baktım
Elif’i gördüm Elif’i
Cemalin nuruna yandım
Elif’i gördüm Elif’i
Elif boyu kalem gibi
Kaşı keman ahu gibi
Bakışları ceylan gibi
Elif’i gördüm Elif’i
Açtı perdeyi yüzünden
Saçtı cevherler dilinden
Kamaştı gözler nurundan
Elif’i gördüm Elif’i
Elif aldı beni benden
Var kıldı kendi özünden
Bir olup vahdet ilinden
Elif’i gördüm Elif’i
Elif esmayı camidir
Eşyada gizli faildir
Sıfatların sahibidir
Elif’i gördüm Elif’i
Diyet oldu varlığıma
Canan oldu bu canıma
Basîr oldu basarıma
Elif’i gördüm Elif’i
212
Elif’te üç harf gizlidir
Rahman, Rahim ol Allah’tır
Cümle eşyayı muhittir
Elif’i gördüm Elif’i
Elif’in üç hali vardır
Vahdet, kesret cem edendir
Camiu’l-huruf Elif’tir
Elif’i gördüm Elif’i
Elif ilmin deryasıdır
İki âlem sıfatıdır
Mürşidimin mir’atıdır
Elif’i gördüm Elif’i
Mürşidimdir HACI SABRİ
Öğreten bana Elif’i
Köle sana HASAN HİLMİ
Elif’i gördüm Elif’i
06. 07. 2010
213
HAZRET-İ YUNUS EMRE
Yolumuzun eridir
Gönlümüzün pîridir
Şehr-i yarin dilidir
Hazret-i Yunus Emre
Aşka düşen âşıktır
Hak yolunda sadıktır
Özün bilen ariftir
Hazret-i Yunus Emre
Taptuk’un tapusunda
Kulluğun kapusunda
Gönüller sarayında
Hazret-i Yunus Emre
Aşkı senden öğrendik
Sabrı senden öğrendik
İlmi senden öğrendik
Hazret-i Yunus Emre
Yetmiş iki milleti
Bir eyledin bir ile
Seyreyledin cemali
Hazret-i Yunus Emre
Allah sevgisi sende
Rasul sevgisi sende
İnsan sevgisi sende
Hazret-i Yunus Emre
214
Gezersin diyar diyar
Görmezsin hiç gayrı yar
Söylersin Allah’tır yar
Hazret-i Yunus Emre
Sözlerin baldan tatlı
Manâ hikmetler dolu
Gönlümüz irşad etti
Hazret-i Yunus Emre
Baştan başa dolaştın
Rumeli, Anadolu
Gönüllere ulaştın
Hazret-i Yunus Emre
Sevgi ektin dağ, taşa
Hayat verdin bağlara
Ulaştın tüm çağlara
Hazret-i Yunus Emre
Dünya seni anıyor
Eserini tanıyor
Gıpta ile bakıyor
Hazret-i Yunus Emre
Yedimizden yetmişe
Dilimizdesin her an
Zaman üstünde zaman
Hazret-i Yunus Emre
215
Sekiz asır geçse de
Yaşıyorsun bizimle
Geçmeyen öz benlikte
Hazret-i Yunus Emre
Bazen bir çiçek ile
Bazen gökler ve yerle
Sema ettin Hû ile
Hazret-i Yunus Emre
Zikir fikir eyledin
Şükür, şuhud eyledin
Varını nur eyledin
Hazret-i Yunus Emre
İslâm’a gönül verdin
Kur’an’a özün verdin
Peygambere can verdin
Hazret-i Yunus Emre
Yolundan gidenlere
Hilmi’ne erenlere
Dil verip sevenlere
Hazret-i Yunus Emre
07 09 2009
216
MUHABBET SIRRINA MAHREM OLANLAR
Muhabbet sırrına mahrem olanlar
Cemalin şem’ine yansın efendim
Nurunun feyzine mazhar olanlar
Mukaddes mahbuba ersin efendim
İkrarı, ezelde mürşide veren
Devredip âleme cismile gelen
Nerden gelip nere gittiğin bilen
İrfan-ı cennete girsin efendim
Açılsın kapılar selam yurduna
Feda olsun canlar canan uğruna
Diyet olan sensin sadık kuluna
İhsan-ı Muazzam sensin efendim
Arşının altında gölgelenenler
Zikredip Allah’ı, aşkla dönenler
Tesbih u takdisle tevhid edenler
Visalin gülünü dersin efendim
Hitab-ı İlahi kullarım dedi
Kulluğun vasfını beyan eyledi
Kulunun kalbini mekan eyledi
Şerefü’l-mekan bil mekin efendim
Vaslına muhabbet lütf-u Huda’dır
Cemalin aşığa ab-ı hayattır
HİLMİ’nin muradı vasl-ı likadır
Mürid ve muradım sensin efendim

2010
217
HAK ZİKRİNİZ KUTLU OLSUN
Zikr-i Hakk’a mazhar olan
Hak mürşitten telkin alan
Emr-i Hak’la Allah diyen
Hak zikriniz kutlu olsun
Hak sevdi de zikrin verdi
Ehl-i zikre dahil etti
Çok zikredin beni, dedi
Hak zikriniz kutlu olsun
Zikir yolun açacaktır
Ruh kafesten uçacaktır
Aradığın bulacaktır
Hak zikriniz kutlu olsun
Hak zikriyle kalp nurlanır
Kalp nuruyla göz uyanır
Göz nuruyla dost görünür
Hak zikriniz kutlu olsun
Zikredenler zikredilir
Cennete dahil edilir
Vuslata böyle erilir
Hak zikriniz kutlu olsun
Zikir Allah ile başlar
Arşa erişir hep başlar
Dökülür gözlerden yaşlar
Hak zikriniz kutlu olsun
218
Zakir mezkur zikirdedir
Zikir, kalb-i mü’mindedir
Mü’min Hak’la vuslattadır
Hak zikriniz kutlu olsun
Zikir Allah boyasıdır
Ruhun manâ gidasıdır
Gönüllerin şifasıdır
Hak zikriniz kutlu olsun
Cehri olur diller ile
Hafi olur sırlar ile
Kalbi olur nurlar ile
Hak zikriniz kutlu olsun
Hak dostları halka olmuş
Zikrullahla âlem olmuş
HASAN HİLMİ hayran olmuş
Hak zikriniz kutlu olsun
27. 12. 2010
219
BİLİNMEKLİĞİNİ MURAD EDİNCE
Bilinmekliğini murad edince
Zatından zatına tecelli kıldı
Zatından zatına hoşca bakınca
Akl-ı evvel ile kalem yapıldı
İlimler, haznine doldu kalemin
Nurdan mürekkebi aktı kalemin
O nurdan levhası oldu kalemin
Levhaya ilk önce AHMED yazıldı
Kalemle Levha’nın sırrıdır AHMED
Hakk’ın gizli hazinesidir AHMED
Kesreti batında camidir AHMED
Âleme AHMED’in nuru yayıldı
Âlemlere oldu hayat kaynağı
Rahmet-i Rahman’ın Rahmet kaynağı
Var oluş sırrının sonsuz kaynağı
Varlığa Rahman’ın nuru saçıldı
Habib-i Huda’sın, mazhar-ı Hak’sın
Asıl olan sensin, bizler ferleriz
Uğruna canımız feda ederiz
Şefaatin bulur çok seviniriz
Bize Kur’an, Sünnet senin ikramın
Velayet, nübüvvet senin makamın
Mü’min kulun kalbi senin mekanın
Seni gören gözler, senin hayranın
220
Âlemde, Âdem’de her bir surette
Evvelde, ahirde her bir zamanda
Gizlide, açıkta her bir mekanda
Sen varsın sultanım özde özümde
Ayine-i Hak’sın, sultan-ı beşer
Sırrına erenler, kendinden geçer
Aklı mat olur, dili lal gider
Ayılmaz, mest olur, hayrete düşer
Nakşoldu Âdem’e nakş-ı Muhammed
Âdem Melâmet’le buldu selamet
Selamet evinde oldu muhabbet
HİLMİ, muhabbetle kuruldu cennet
2010
221
TALİB-İ MELÂMET MÜCAHİTLERİZ
Hizmeti kendine gaye edinen
Hak yolda varını feda eyleyen
Cihad-ı ekberle Hakk’a yürüyen
Talib-i Melâmet mücahitleriz
Pîr elinden içtik ab-ı hayatı
Telkin ile bulduk, vech-i Huda’yı
Zikr-i daim ile bulduk sefayı
Talib-i Melâmet mücahitleriz
Elimizde Kur’an, zikrimiz Subhan
Mürşidimiz Hak’tır, yolumuz Furkan
Ezelden ebede aşk ile koşan
Talib-i Melâmet mücahitleriz
Önümüze çıkan engeli aşan
Sohbet ile coşan, kendinden geçen
Nisbetten soyunan, Hak ile dolan
Talib-i Melâmet mücahitleriz
Ahdettik mürşide, dönmeyiz geri
Mürşidim söyledi: “Daim ileri!”
Sevgili bekliyor; bekletmemeli
Talib-i Melâmet mücahitleriz
Çıksa da önüme büyük engeller
Ateşten çemberler, kandan denizler
Korkmazam dilimde tesbih, tekbirler
Talib-i Melâmet mücahitleriz
222
“Zaferin mübarek olsun kardeşim!”
Hedefi gösterdi kâmil mürşidim
Kalırsam gaziyim, ölsem şehidim
Talib-i Melâmet mücahitleriz
Pîrimiz Muhammed, kutb-u cihandır
Mürşidim Hüseyin Sabri sultandır
Melâmet safadır, kenz-i Huda’dır
Talib-i Melâmet mücahitleriz
İhvan-ı safa’ya selamlar olsun
Gönlümüz tevhidle daim bir olsun
HASAN HİLMİ özün Hak ile dolsun
Talib-i Melâmet mücahitleriz
09. 01. 2011
223
OLDU MELÂMİ
Mürşide varan
Emrine giren
Sohbete eren
Oldu melâmi
Zikrullah alan
Fikrullah bulan
Muhabbet dolan
Oldu melâmi
Tevhide eren
Terki terk eden
Vuslata eren
Oldu melâmi
Varı Hak olan
Ruhullah dolan
Kur’an okuyan
Oldu melâmi
Hazrete giren
Huzurda duran
Salatı kılan
Oldu melâmi
Cem ile farkta
Fark ile cemde
Eren Kavseyn’e
Oldu melâmi
224
Sırr-ı tevhide
Daim tahmidde
Her dem cennette
Oldu melâmi
İlm ile HİLMİ
Sır ile seyri
Tevhid-i hali
Oldu melâmi
16. 06. 2010
225
OLDU MUHABBET
İlmin aynası
Nurun alâsı
Kalbin cilası
Oldu muhabbet
Şems-i hakikat
Nur-u Muhammed
Vuslat ve halvet
Oldu muhabbet
Hak ile halvet
Sırrı velayet
Makam-ı Ahmed
Oldu muhabbet
Can ile canan
Sır ile ayan
Cümleye sultan
Oldu muhabbet
Urucu Hakk’a
Nüzulü halka
Cami-i esma
Oldu muhabbet
Sır ile ayna
Sıfat u esma
Kerem-i Huda
Oldu muhabbet
226
Seyr-i ilallah
Vasıl-ı billah
Allah u Allah
Oldu muhabbet
Kenz-i irfandır
Lütf u ihsandır
HİLMİ’ye candır
Oldu muhabbet
15. 06. 2010
227
SANA ÂŞIK ETTİN BENİ
Kerim olan kereminden
Nimet verdin rahmetinden
Tuttun fakirin elinden
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
Nasıl sevmeyem ben seni
Sen aldın kendine beni
Temizledin kalp evimi
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
Tevbe ile arındırdın
Zikrullahla uyandırdın
Sıbgatallahla boyandın
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
Efalullah telkin ettin
Şirk fiilim ifna ettin
Mutlak fail Allah dedin
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
Nisbet sıfatım kaldırdın
Tecelliye mazhar kıldın
Mevsuf Hakk’ı hem bildirdin
228
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
Mümkün vücut ifna oldu
İfna ile isbat oldu
Vücut Vücudullah oldu
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
Varlığın ilan eyledin
Velayet tacını giydin
Vahdette kesreti gizledin
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
Biz kullarız sen şahımız
Sanadır tüm niyazımız
Habibine salâtımız
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
Kavseyn’e vardı yolumuz
Sure-i Kevser okuruz
“İnna”’ya dahil oluruz
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
“Biz verdik kevseri sana”
Âl-i aba ya Mustafa
Kıl salatı kurbanlara
229
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
“Sana kin tutandır ebter”
Hak yolunda sensin rehber
Ümmetin izinden gider
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
İlahi hacetim senden
Ayırma bizi AHMED’den
Bu HİLMİ’ye nazar kıl sen
Sevindirdin Mevlâm beni
Sana âşık ettin beni
13. 01. 2011
230
YOLLAR ASAN OLURA SANA
Melâmete talip olan
Hak mürşide aşkla uyan
Nefse karşı dimdik duran
Yollar asan olura sana
Zikr-i Hak’la zakir olan
Allah deyip huzur bulan
Gönlünü gayrıdan yuyan
Yollar asan olura sana
Bir acep menzile varır
Varın verir Hakk’ı alır
Hak nuruyla nazar eder
Yollar asan olura sana
Katre iken umman olur
Ümmi iken Kur’an olur
Canda cananını bulur
Yollar asan olura sana
Yâr eşiğe yüzün sürer
Huzurunda divan durur
Emre amade kul olur
Yollar asan olura sana
Gelir Hak’tan gider Hakk’a
Günden güne gelir farka
Muhammedî Melâmette
Yollar asan olura sana
231
Velilere yoldaş olur
Nebilere kardaş olur
Kâmillere sırdaş olur
Yollar asan olura sana
Durma HİLMİ var ileri
Öp ellerin gir içeri
Dinle Hak’tan hep sözleri
Yollar asan olura sana
04. 01. 2011
232
DERGAH-I SULTANA AŞKLA GELENLER
Dergah-ı Sultana aşkla gelenler
Mürşid-i kâmile gönül verenler
Zikr-i Hak’la daim temizlenenler
Tevhid edip, Hak’la Hakk’a gidenler
Bize Allah nasip etti bu yolu
Manâlar, hikmetler sende dopdolu
Say edip olursan tertemiz kulu
Bulursun visali candan içeru
Mürşidin emriyle Allah diyenler
Aşkla gelip aşkla Allah diyenler
Varından soyunup Allah diyenler
Zikr-i Hak’la yanıp pürnur olanlar
Haremine girip mahrem olanlar
Muhammed’e erip ümmet olanlar
Salat-ı hamseyi aşkla kılanlar
Kullukta sultanlık zevkin tadanlar
Halk içinde bînişandır bilinmez
Nâmahreme Hak sırları verilmez
Varlık, benlik ile Hakk’a gidilmez
Ehli dünya, ehli ukba bilemez
Ehlullaha bütün sırlar açıktır
Perdesi yok, nazarı hep Hakk’adır
Bazı halvet, bazı celvet, farkdadır
Zahiri halk olup batını Hak’tır
233
“Aç gözünü” diyor sultan bizlere
Halde tevhid edip dahil ol bize
Şahadetle girin gönül evine
Cennettir, cemaldir, Hak’tır mü’mine
Nihayetsiz hamd u sena Mevlâ’ya
Nasip oldu kulu HASAN HİLMİ’ye
İhvan oldu ihvan-ı bâsafaya
Hayran oldu Muhammed Mustafa’ya
03. 01. 2011
234
ZİKROLDU ALLAH BANA
Zikredince Allah’ı
Zikroldu Allah bana
Fikredince Allah’ı
Fikroldu Allah bana
Ayakta ef’al ile
Kuudda sıfat ile
Vücutta zatı ile
Zikroldu Allah bana
Her nazar şuhud ile
Her kelam hikmet ile
Her anı vuslat ile
Zikroldu Allah bana
Yoklukta diyet ile
Bollukta ikram ile
Kullukta taat ile
Zikroldu Allah bana
Dağ u taş, toprak ile
Hava, su, ateş ile
Has olup insan ile
Zikroldu Allah bana
Evvel i ahir ile
Zahir u batın ile
Arınmış bir dil ile
Zikroldu Allah bana
235
Cem’de kurbu farz ile
Hazret’te nevafille
Kavseyn’de sır ile
Zikroldu Allah bana
Ev edna’da Hu ile
Hazret-i Mahmud ile
Kelamsız manâ ile
Zikroldu Allah bana
Devredip devran ile
HASAN HİLMİ can ile
Canan Muhammed ile
Zikroldu Allah bana
03. 01. 2011
236
HİDAYET EYLE YA RAB
Hidayet eyle ya Rab
Sırat-ı mustakime
Bizleri yoldaş eyle
Nimet verdiklerine
Habibine ümmet kıl
Şefaatine erdir
Sünnet ile giyindir
Sevgisiyle sevindir
Ehline ehil eyle
Beytine dahil eyle
Evladına kul eyle
Duamız kabul eyle
Hak mürşide ahdimiz
Ezeldendir akdimiz
Şuhud ile kavlimiz
İlla Allah Hu deriz
Enfüs afak birleriz
Sözü Hak’la söyleriz
Her nefes Allah deriz
Aşkla candan geçeriz
Melâmete erenler
Dikensiz gül derenler
Huzuru Hak bilenler
Kullukta gizlenenler
Hak’la Hakk’a erenler
Âdemiyet bulanlar
HASAN HİLMİ ol canlar
Sırra kadem basanlar
237
HUZUR BULUR, OLUR İNSAN
Fes’elu emrine uyan
Zikir ehlinden hem alan
Emr-i Hak’la Allah diyen
Huzur bulur, olur insan
Dilden kalbe zikir akar
Zikrullah kirleri paklar
Kalp evinde kandil yanar
Huzur bulur, olur insan
Sevgi doğar gönlümüzden
Hikmet akar dilimizden
Canan bakar gözümüzden
Huzur bulur, olur insan
Ehli zikre dahil olur
Aradığın canda bulur
Sadakatle derviş olur
Huzur bulur, olur insan
Dünyada devlet bulmuştur
Kalbi mutmain olmuştur
Sevgiliye kavuşmuştur
Huzur bulur, olur insan
Zikrullah olur zikrimiz
Fikr-i Hak’la fikrederiz
Çok şükürler Allah deriz
Huzur bulur, olur insan
238
Zikir kaplar benliğimiz
Hak’la dolar varlığımız
İslâm olur kimliğimiz
Huzur bulur, olur insan
Men areften sır açılır
Ender fenadan geçilir
Tecelli zata erilir
Huzur bulur, olur insan
Hay’dan gelir Hakk’a gider
Esma, sıfat tevhid eder
HASAN HİLMİ candan sever
Huzur bulur, olur insan
30. 01. 2011
239
HİDAYET BULANLARDIR
Ehl-i Beyt’i sevenler
Hak emrine uyanlar
Salât selam edenler
Hidayet bulanlardır
Hak, batıl fark ederler
Doğru yoldan giderler
İmamlara uyanlar
Hidayet bulanlardır
İmamım İmam Ali
Şüphesiz haktır veli
Daim beli demeli
Hidayet bulanlardır
Hasan, Hüseyin canlar
Hak yolunda kurbanlar
Gönülde taht kuranlar
Hidayet bulanlardır
İmam Zeynel Abidin
Nesl-i Paki Ahmed’in
Nuru Şems-i Ali’nin
Hidayet bulanlardır
İmam Muhammed Bakır
İlmi hikmet ondadır
Hayâ, iman vasfıdır
Hidayet bulanlardır
İmam Cafer Es’- Sadık
İman ile kıl tasdik
Mü’min, muvahhid, sıdık
Hidayet bulanlardır
240
Musa Kazım ve Rıza
Ehl-i Beyt-i Mustafa
Salât, selam onlara
Hidayet bulanlardır
Muhammed Taki, Cevad
Kâmil-i Zaman ve zahid
İki ilmi muvahhid
Hidayet bulanlardır
İmam Ali en-Naki
Vakıf-ı Sırr-ı Ali
Vâris-i ilm-i Nebi
Hidayet bulanlardır
İmam Hasan Askeri
Ebu Mehdi künyesi
Hayâ, kerem sahibi
Hidayet bulanlardır
İmam Muhammed Mehdi
Kutb-u cihan ol veli
Cami-i Cemul Cemi
Hidayet bulanlardır
Onbir İmam ve Mehdi
Habibullahın nesli
Zehra Betül evladı
Hidayet bulanlardır
HASAN HİLMİ canlara
Hem dahi cananlara
Canı ver imamlara
Hidayet bulanlardır
31. 01. 2011
241
HAK HİDAYETİDİR, SELAM YURDUDUR
Bir kâmil mürşidin yüzüne bakmak
Sohbetin dinlemek, zevkine ermek
Kemal-i edeple elini öpmek
Hak hidayetidir, selam yurdudur
Mahremine girip, telkini almak
Emr-i Hak’la daim zikrullah yapmak
Masivayı kalpten çıkarıp atmak
Hak hidayetidir, selam yurdudur
İhvana karışmak, halkaya girmek
Hak yolda kardeşler beraber gitmek
Allah için sevmek hem de sevilmek
Hak hidayetidir, selam yurdudur
Nisbetten varlıktan aşkla soyunmak
Nefse arif olup kend’özün bilmek
Fena-yı tamdan bekaya ermek
Hak hidayetidir, selam yurdudur
Halde tevhid edip şehadet vermek
Şuhud üzre olup kemale ermek
Muhammedî edep ile giyinmek
Hak hidayetidir, selam yurdudur
Uruç edip Hak’la miraç eylemek
Nüzul edip Hakk’a kulluk eylemek
Makam-ı Kavseyn’de sohbet eylemek
Hak hidayetidir, selam yurdudur
242
Sevginin insanı, rahmet mahzeni
Kur’an’ın ikizi, hikmet madeni
Rahman’ın sureti, Âdem sireti
Hak hidayetidir, selam yurdudur
Hilafete ermek, hilatin giymek
Kenz-i mahfi bilmek, sırrın gizlemek
HASAN HİLMİ Hak’la Hakk’ı söylemek
Hak hidayetidir, selam yurdudur
03. 02. 2011
243
LÜTF U KEREMİNDİR ÂŞIK KULUNA
Ey sevgili sana gönlümü verdim
Sevginle yandım da sefaya erdim
Aradığım buldum murada erdim
Lütf u keremindir âşık kuluna
İsmini sen koydun dilime zikir
Fikrini sen verdin kalbime bir nur
Sevgini sen verdin gönlüme huzur
Lütf u keremindir sadık kuluna
Varlığım erittin şems-i zatınla
Bekaya çıkardın nur-i zatınla
Feeynema dedin vech-i zatınla
Lütf u keremindir arif kuluna
Vahdetten kesrete eyledik sefer
Sıfat-ı subutu zahirdir meğer
Esma ile kıldık hep Hakk’a sefer
Lütf u keremindir zahir kuluna
Kavseyn’e vardık kevseri içtik
Muhammed Ali’den sohbet dinledik
İmam Hüseyinle şehadet verdik
Lütf u keremindir şahid kuluna
Seyyid Muhammed Nur, evlad-ı Resul
İmamu’z-Zamandır, Vâris-i Resul
Melâmet kutbudur, Habib-i Resul
Lütf u keremindir imam kuluna
Ya Rab sonsuz hamd u senalar sana
Hidayet eyledin döndürdün sana
İman ile varsın ruhumuz sana
Lütf u keremindir Hilmi kuluna
05. 02. 2011
244
DAHİL EYLE BİZİ YA RAB
Muhammedî Melâmete
Dahil eyle bizi ya Rab
Zikr-i Hak’la selâmete
Dahil eyle bizi ya Rab
Şeriat-ı Muhammed’e
Tarikat-ı Muhammed’e
Hakikat-i Muhammed’e
Dahil eyle bizi ya Rab
Emr-i Hak’la Allah diyen
Zikr-i Hak’la temizlenen
Doğru yold Hak’la giden
Dahil eyle bizi ya Rab
Fena fiil terk eyleyen
Tecelli ile giyinen
Fail Allah zevke veren
Dahil eyle bizi ya Rab
Nisbet sıfattan soyunan
Mevsuf Hakk’ı şuhud eden
Hak sıfata mazhar olan
Dahil eyle bizi ya Rab
Fenafillah olup ölen
Tecelli zat ile doğan
Ender fenadan hem geçen
Dahil eyle bizi ya Rab
245
Hak zahirle halk batındır
Fe eynema söz mutlaktır
Semme vechullah muhittir
Dahil eyle bizi ya Rab
Necm ü kamer sıfatıdır
Şer-i Pâk-i Muhammed’dir
Hak nuruyla halk zahirdir
Dahil eyle bizi ya Rab
Tevhid ehli ehlullahtır
Nişanları Melâmettir
Mekanları gönüllerdir
Dahil eyle bizi ya Rab
Kenz-i mahfi mahremleri
Hak Resulun halifesi
HİLMİ köleler kölesi
Dahil eyle bizi ya Rab
07. 02. 2011
246
ARA BUL BENİ NERDEYİM
Devredip geldim cihana
Girdim anda bir bedene
Kendimi gizledim sana
Ara bul beni nerdeyim
Sana senden yakın benim
Dilde dönen hem görenim
Ruhumdan ruh nefhedenim
Ara bul beni nerdeyim
Nebiler gönderdim sana
Kitaplar indirdim sana
Ayetler gösterdim sana
Ara bul beni nerdeyim
İsmini ben insan koydum
Sırrımı hem sana verdim
Sevgim ile seni sardım
Ara bul beni nerdeyim
Mekanım yok bîmekanım
Zamandan da münezzehim
Ben bir gizli hazineyim
Ara bul beni nerdeyim
Esmamı verdim Âdeme
Sırrımı saldım âleme
Gitme sakın başka yere
Ara bul beni nerdeyim
247
İstiyorsan beni bulmak
Gerek Hak mürşide varmak
Telkin alıp emre uymak
Ara bul beni nerdeyim
Telkin seni senden alır
Zan evhamlar hep yıkılır
Fenadan zata erilir
Ara bul beni nerdeyim
Yok olmadan yâr bulunmaz
Varlıkla Hakk’a varılmaz
Mürşitsiz bu asla olmaz
Ara bul beni nerdeyim
HASAN HİLMİ şükret Hakk’a
Lütf-u Hak’la buldun beka
Gönlümüze sonsuz safa
Ara bul beni nerdeyim
Hak mürşidin gönlündeyim
01. 02. 2011
248
BU ÂLEME GELDİK DOSTLAR DÖNMEYE
Yaratılış gayesini bilmeye
Hak Resulün sohbetine ermeye
İslâm olup Hakk’a gönül vermeye
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
Üç boyutlu bir dünyada yaşarız
Dört unsurdan bir vücuda sahibiz
Ben-i Âdem, vasf-ı beşer, insanız
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
Ruhundan ruh verdi Rahman bizlere
Secde edin buyurdu meleklere
Hilafetle indi Âdem yerlere
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
Yeryüzünde devr-i beşer kuruldu
Yaradılış sırrı ikmal olundu
Her topluma elçiler gönderildi
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
Nebilerin kıssaların dinledik
Helak olan kavimleri öğrendik
Hak Resulün davetine sarıldık
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
Mülk-ü fena, dünya imtihan yeri
Akıbet ölümdür, acı şerbeti
Fayda vermez ne serveti, ne malı
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
249
Geçmiş topluluklar bize misaldir
Tarihî eserler bize mirastır
En büyük nasihat ibret almaktır
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
Nebiler, kitaplar hep seni irşad
Devirler, eserler hep seni irşad
Gelenler, geçenler hep seni irşad
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
İman ile küfür karşı karşıya
Büyük bir cihad var Hakk’a varmaya
Doğruyu seç, sakın bakma arkaya
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
İrci’i emridir hitab-ı celî
Mutmain kuluna seslendi Rabbi
Cennet-i a’lâdır müminin yurdu
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
Gayemiz Allah’a halis kul olmak
Hak Resulün izinden aşkla yürümek
İslâm olup İslâm üzre hem ölmek
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
HASAN HİLMİ, sözün hikmetler dolu
Uyanlar mürşide bulur Hak yolu
Selâmet evidir müminin sonu
Bu âleme geldik dostlar dönmeye
20. 02. 2011
250
RAB ALLAH’A HAMD U SENA
Kereminden ikram eden
Kullarını sevindiren
Gelin kulum bana diyen
Rab Allah’a hamd u sena
Davetçin bizlere geldi
Kelâm-ı Hakk’ı söyledi
İmana davet eyledi
Rab Allah’a hamd u sena
İcabet ettik Resule
Diz çöküp girdik dinine
Şuhud ile şahadete
Rab Allah’a hamd u sena
Geçtik ata inancından
Yıktık putları kökünden
Temizlendik şirk zulmünden
Rab Allah’a hamd u sena
Abdest aldık, pâk bir sudan
Temizlendik masivadan
Soyunduk zan ve evhamdan
Rab Allah’a hamd u sena
Sultan bizi giyindirdi
Mahremine dahil etti
Kuvvemizden zhir oldu
Rab Allah’a hamd u sena
251
Hakk’ın zahir kullarıyız
“illa ente” rabıtamız
Şuhud üzre kulluğumuz
Rab Allah’a hamd u sena
İkmal oldu tevhidimiz
İlla Allah’tır zikrimiz
Muhabbetullah virdimiz
Rab Allah’a hamd u sena
Salat, selam ol Resule
Aline hem ashabına
Vâris olan imamlara
Rab Allah’a hamd u sena
Mürşid ile bulanlarız
Halde tevhid edenleriz
HASAN HİLMİ şükrederiz
Rab Allah’a hamd u sena
17. 02. 2011
252
TEVHİD EHLİ OLALIM
Lâ ilahe illallah
Muhammed Resulullah
Daim diyelim Allah
Tevhid ehli olalım
Selamete erelim
Hakikat-ı tevhide
Muhabbet-i Resule
Erişelim mürşide
Tevhid ehli olalım
Saadete erelim
Hakk’a biat edelim
Emr-i Hak’la gidelim
Tevhid ef’al bulalım
Tevhid ehli olalım
Şefaate erelim
Fena sıfat atalım
Tecelliye erelim
Sıfat cennet giyelim
Tevhid ehli olalım
Nur-u Hakk’a erelim
Şirk vücuttan geçelim
Vücud Hak’tır bilelim
İlla Hu zikredelim
Tevhid ehli olalım
Zat-ı Hakk’a erelim
253
Cem-i kurb-i feraiz
Haktır muhit ve bariz
Halk batın zevk ederiz
Tevhid ehli olalım
Bekabillah bulalım
Hak kuvvedir kuluna
Sıfat, esma bulana
Muhammedî olana
Tevhid ehli olalım
Kullukta yer tutalım
Cem-i velayet vahdet
Cem-i nübüvvet kesret
Kavseyn’de muhabbet
Tevhid ehli olalım
Ev edna’ya dalalım
Ev edna’ya dalanlar
Ehad sırrın alanlar
İhlas ile dolanlar
Tevhid ehli olalım
Bîhuruf devredelim
HASAN HİLMİ dönelim
Hayretlere düşelim
Dü alemden geçelim
Tevhid ehli olalım
Cemalullah bulalım
23. 02. 2011
254
RESUL ÜLKESİNDEN BİR DAVET ALDIM
Resul ülkesinden bir davet aldım
Yıllarca ben onun aşkına yandım
Açan güllerde hep seni aradım
Nihayet Efendim çağırdın beni
En büyük murada erdirdin beni
Ezelde duymuştum adını senin
O günden başladı benim bu derdim
Derdime kurbanım, dermanım benim
Nihayet Efendim çağırdın beni
Kurbiyet makama erdirdin beni
Seni sevenlerin hayranı oldum
Sana yakınların kurbanı oldum
İzinden gidenin turabı oldum
Nihayet Efendim çağırdın beni
Ashab-ı Kirama erdirdin beni
Lâ mekan iline yolumu açtın
Kalbimi ilmine bir ayna yaptın
Nuruna gark ettin, vahdete kattın
Nihayet Efendim çağırdın beni
Fe eynema sırrına erdirdin beni
255
İhrama girdirdin mahrem eyledin
Harem-i ismete dahil eyledin
Habibin Ahmed’e komşu eyledin
Nihayet Efendim çağırdın beni
Esrar-ı tevhide erdirdin beni
Ravza-i Resule dostlar hep vardı
Resulün kokusu ruhları sardı
Salât u selamlar göklere ağdı
Nihayet Efendim çağırdın beni
Sırr-ı Mustafa’ya erdirdin beni
Bir mübarek sefer oldu bizlere
Manâlar, hikmetler fetholdu bize
Biz Hak ile bizdik geldik bizlere
Nihayet Efendim çağırdın beni
Bir şhudî zevke erdirdin beni
Kavseyn’e vardık, ev edna bulduk
Muhabbete erdik, Muhammed bulduk
HASAN HİLMİ canda cananı bulduk
Nihayet Efendim çağırdın beni
Hazret-i Sabri’ye erdirdin beni
14. 03. 2011
256
ÇOK ŞÜKÜR RABBİME ELHAMDÜLİLLAH
Ravza-yı Rasule vardı yolumuz
Nur-u ilahiyle doldu gönlümüz
Manâlar hikmetler gördü gözümüz
Çok şükür Rabbime Elhamdülillah
Kabr-i vahdetini ziyaret ettik
Şefaatin bulduk sefaya erdik
Manevi huzura hem dahil olduk
Çok şükür Rabbime Elhamdülillah
Kalbimden dilime aktı dualar
Gözümün önünden kalktı perdeler
Cemalin nuruna yandı dideler
Çok şükür Rabbime Elhamdülillah
Kuluna ikramı etti padişah
Gönüle sarayı kurdu padişah
Dervişlik fermanı yazdı padişah
Çok şükür Rabbime Elhamdülillah
An içinde anı buldurdu bana
Sohbetin şarabın tattırdı bana
Ashab-ı Kiramı tanıttı bana
Çok şükür Rabbime Elhamdülillah
Tatlı bir heyecan sardı kalbimi
Arz ettim sultana sadakatimi
Mürşidimin sevgi muhabbetini
Çok şükür Rabbime Elhamdülillah
257
İhvan-ı safaya dualar ettik
Edeble önünden eğildik geçtik
Mest olup gönülden yaşlar akıttık
Çok şükür Rabbime Elhamdülillah
Tarifi imkânsız haller yaşadık
Gönül semasında kanatsız uçtuk
Hasan Hilmi şükür Melâmet bulduk
Çok şükür Rabbime Elhamdülillah
Medine, 14. 04. 2011 Perşembe

258
BUGÜNÜ YARINA BIRAKMAYALIM
Sabah erken
Gün doğmadan
Nur doğar yüreğime
Bir huzur kaplar benliğimi
Ya Allah Bismillah
Deyip başlarım işe
Bakalım Rabbim
Bugün benden neler işleyecek
Neler söyleyecek dilimden
Nelerle karşılaştıracak beni
Ya Rab
Razı olmadığın fiili işletme
Razı olmadığın sözü söyletme
Mutad et kalbimi zikrinle daim
Olayım seninle her nefes kaim
İşte âlem, işte kesret
Kadın, erkek, çoluk çocuk
İnsan, hayvan, bitki, eşya
Köy, kasaba, şehir, dünya
Yol ve vasıta
Çarşı, dükkan ve fabrika
Dağ, taş, orman ve tarla
Akar sular, göller ve deniz
Gökyüzünde pırıl pırıl Güneş
Görmediğimiz, bilmediğimiz
Daha birçok şeyler
Nedir bunlar
259
Neredeyiz biz
Yuvarlak bir küreye Dünya deriz
Dünyaya uzaydan bakınca
Yuvarlak bir fanusa benzer
Kıtalar ve Denizler
Bu fanusun içinde yüzer
Rabbim yaratmış kudretiyle
Bezemiş döşemiş sanatıyla
Niçin yarattı bunları
Güneş, Ay ve Yıldızları
Ya insana ne demeli
Var mı âlemde eşi benzeri
Her şey insan için yaratılmış
Ve insanın emrine verilmiş
Evet insan insan insan…
İlk insan, son insan, hangi insan
Peki bu insan niçin yaratılmış?
Görevi nedir?
Kimdir insan?
Nereden gelir, nereye gider?
Asırlar boyu insan oğlu bu sorulara cevap aramış
Ve en güzel cevapları da bulmuş
Gözlerimizi açalım
Kulaklarımızı açalım
Gönüllerimizi açalım
Açalım, açalım ki
Gören, işiten ve anlayanlardan olalım
260
Açtığın gözün görmesini
Duyduğun kulağın işitmesini
Aklını ve idrakini
Kim verdi bilir misin?
Bunlar insanda Hakk’ın yaratmasıyla gerçekleşiyor
Bilim bunu bize haykırarak söylüyor
Senin görevin ey insanoğlu
Sana her nefes hayat vereni bilmek
Ve ona itaat etmek
Rabb-i Rahimimiz çok merhametli
Bize içimizden seçilmiş elçiler gönderdi
Gönderdi ki yanlışa sapmadan
Günaha batmadan
Gerçeği görmeden
Bu âlemden ölüp gitmeyelim
Kendi gerçeğimizi bilelim
Sevgi denen hakikate erelim
Ruh ve bedenle insan olduğumuzu bilelim
Hak ile Hakk’a kulluk edelim
Fenadan, bekaya sefer edelim
Allah’a kul, Muhammed’ine ümmet olalım
Hasan Hilmi
Bugünü yarına bırakmayalım
17. 04. 2007
261

 

DUA …………………………………………………………. 1
NEBİLER SERVERİ AHMED GELİYOR ………………… 4
İSTİYOR GÖNLÜM ……………………………………….. 7
YÂR YÜZÜNÜ GÖSTER BANA …………………………. 9
SİZE GÖNÜLDEN MERHABA ………………………… 10
MUHAKKAK ……………………………………………… 12
SIFATULLAH ……………………………………………… 14
YOLUN AÇIK OLSUN CANIM KARDEŞİM …………. 16
BUGÜN BAYRAM, BUGÜN SEYRAN ………………. 17
SEN ŞAHIMIZ HACI BABAM …………………………. 19
MELÂMİLERİZ …………………………………………… 22
HALKA-İ ZİKRE GEL …………………………………….. 24
CANIM EFENDİM ……………………………………… 26
SEHER VAKTİ ……………………………………………. 27
MAHMUD ALİ’ME ……………………………………… 29
DERVİŞLERİN HAYRANIYIM …………………………. 31
İSMET HOCA …………………………………………….. 33
MELÂMET ………………………………………………… 35
NUR-U TEVHİD İLE GÖNÜLLER AÇANDIR ………… 37
SEVDİĞİN UĞRUNA ÖLMEDEN OLMAZ ………….. 39
HAK CEMALİN AŞIKLARI ……………………………… 41
HACI SABRİ SALİKİYİZ …………………………………. 43
SENİNLE BİZE ……………………………………………. 45
ÂŞIKLARA AŞKI İHSANI HAKK’IN ………………….. 47
SURETLE ZAHİRSİN RUHLA BATINSIN …………….. 48
MELÂMİYİZ NEFSİMİZİ KINARIZ ……………………. 49
SIRR-I HİKMETE ERDİLER …………………………….. 51
O GÜN BU GÜN ZEVK EYLEDİK …………………….. 53
HİKMET …………………………………………………… 55
SOHBETE GELİN ………………………………………… 57
SENSİN ALLAHIM ………………………………………. 59
CANIM ANNEM ………………………………………… 61
AŞK DEĞİLDE BAŞKA NEDİR? ……………………….. 63
NEFSİN İLE DEĞİL VİCDAN İLE BAK ………………… 65
MEVLÂM RıZASıNA MAZHAR EYLESİN …………… 67
YA RAB HADİM EYLE KUR’AN’A BİZİ ……………… 69
RAMAZANA VEDA …………………………………….. 71
UĞRUNA BU CANI FEDA EDEYİM ………………….. 73
ÂLEMDE GÖRÜNEN SIFATIN SENİN ………………. 74
CAN NİNEM …………………………………………….. 76
SOHBET KAPILARIM AÇILDI ŞEYHİM …………….. 78
ASR’A ANDOLSUN ……………………………………. 79
SAFA OLSUN CANIMA MESTANEYİM …………….. 81
HAK MÜRŞİDİN SOHBETİYLE ……………………….. 83
GANİSİN MEVLÂM …………………………………….. 85
SEVİLECEK YARİ BULDUNSA EĞER ………………… 87
EY SEVGİLİ SANA BU CAN FEDADIR……………….. 89
SEN RABBÜ’L- ÂLEMİN, SAHİBİMİZSİN …………… 90
EHL-İ BEYT-İ RASULÜN YOLUNDADIR ……………. 92
ÇOK DİKKATLİ OLACAKSIN …………………………… 93
BİLMEZ ……………………………………………………. 95
ERENLER SOHBETİ ……………………………………… 97
EV EDNA SIRRI MAHMUD …………………………… 99
DİL ONA HAYRAN OLUR ……………………………. 101
KAPINDAYIM BEN BİR GEDA ……………………… 103
AŞKIN DİLİ YOKTUR ANLATILAMAZ …………….. 105
BİR BİLENE SORMAK GEREK ………………………. 107
DİL İLE İKRAR, KALB İLE TASDİK ………………….. 109
SIRR-I MUSTAFA’YA NAİL OLDULAR ……………. 112
GÖTÜREM MÜRŞİDE SENİ ……………………….. 114
MÜRŞİD GÖSTERİR BİZE ……………………………. 116
HAK KAPISI DERGAHIMIZ ………………………….. 118
EMANETİ EYLE İDRAK ……………………………… 120
EMANET ………………………………………………… 122
GEL ÖĞREN HAKİKATi ………………………………. 124
ALİYYÜL MURTEZA ………………………………….. 126
SEVABA DÖNER SUÇUMUZ ……………………….. 129
BİR ZAMAN ……………………………………………. 131
GİZLİCEDİR …………………………………………….. 134
DÜNYA CENNET OLUR ……………………………… 136
HAMD U SENALAR …………………………………… 138
İLÂHİ BAB-I LÜTFUNDAN ………………………….. 140
SAFA GELDİN YA RAMAZAN ………………………. 142
CAN MÜRŞİDİM CANIM AHMED ………………… 144
DEDİM BELÎ , DEDİM BELÎ ………………………….. 146
DİLDEN GİZLİ, GÖZDEN GİZLİ ……………………… 148
AŞK DELİLİK MAKAMIDIR ………………………… 150
KUR’AN’IN ÖZÜNDEN, RASUL SÖZÜNDEN ……. 152
BİLDİM RABBİMİ RABBİMLE …………………… 154
HER NAZAR CEMALE BAKAR ÂŞIKLAR ………….. 156
BİR ÇİFT SÖZÜM VARDIR BENİM ………………… 158
GELDİM SANA CAN MÜRŞİDİM ………………….. 160
DAHİL OLDUK …………………………………………. 162
HAZRETİ MAHMUD EFENDİ ……………………….. 165
RAHMETİN DİLERİZ ………………………………….. 167
HAK RIZASINA ERDİLER …………………………….. 169
UMMANI BULDUM ………………………………….. 171
HALİ BİLDİRDİ RASUL ……………………………….. 173
HALİ BİLDİRDİ RASUL ……………………………….. 175
MÜRŞİDİMİN DUASIYLA …………………………… 176
RAHMET OLUR YERYÜZÜNDE AKARIM ……….. 178
HAYRUN NİSA HACI ANNEM ……………………… 180
SEYRAN İÇİNDE ……………………………………….. 182
ŞİMDİ ……………………………………………………. 184
BİR HOŞ OLDUM Kİ TARİFSİZ ……………………… 185
KABUL EYLE BİZİ YA RAB …………………………… 187
MUHABBET ALDIM SULTANDAN ………………… 189
HAK MÜRŞİDE VARMAK GEREK …………………. 191
SIRR-I iNSAN, SIRRULLAHTIR ……………………… 193
HER ŞEY AŞKIN ESERİDİR …………………………… 195
GÖNÜL ………………………………………………….. 197
BÜLBÜLLERE SORDUM ……………………………… 199
VARIP İHVAN OLMAK GEREK …………………….. 201
GÖĞSÜNÜ AÇMAYA VAR MÜRŞiD ARA ……….. 203
ENEL HAK SÖYLEDiM ENE OLMADAN ………….. 205
EŞYAYI ESMADA MEVCUT EYLEDİn ……………… 207
TEVHİD-İ İRFANA NAİL OLDUK BİZ ………………. 209
ELİF’İ GÖRDÜM ELİF’İ ……………………………….. 211
HAZRET-İ YUNUS EMRE …………………………….. 213
MUHABBET SIRRINA MAHREM OLANLAR …….. 216
HAK ZİKRİNİZ KUTLU OLSUN ……………………… 217
BİLİNMEKLİĞİNİ MURAD EDİNCE ………………… 219
TALİB-İ MELÂMET MÜCAHİTLERİZ ………………. 221
OLDU MELÂMİ ………………………………………… 223
OLDU MUHABBET ……………………………………. 225
SANA ÂŞIK ETTİN BENİ ……………………………… 227
YOLLAR ASAN OLURA SANA ………………………. 230
DERGAH-I SULTANA AŞKLA GELENLER …………. 232
ZİKROLDU ALLAH BANA ……………………………. 234
HİDAYET EYLE YA RAB ………………………………. 236
HUZUR BULUR, OLUR İNSAN ……………………… 237
HİDAYET BULANLARDIR ……………………………. 239
HAK HİDAYETİDİR, SELAM YURDUDUR ………… 241
LÜTF U KEREMİNDİR ÂŞIK KULUNA …………….. 243
DAHİL EYLE BİZİ YA RAB ……………………………. 244
ARA BUL BENİ NERDEYİM …………………………. 246
BU ÂLEME GELDİK DOSTLAR DÖNMEYE ………. 248
RAB ALLAH’A HAMD U SENA ……………………… 250
TEVHİD EHLİ OLALIM ……………………………….. 252
RESUL ÜLKESİNDEN BİR DAVET ALDIM ………… 254
ÇOK ŞÜKÜR RABBİME ELHAMDÜLİLLAH ………. 256
BUGÜNÜ YARINA BIRAKMAYALIM ……………… 258

Basım Tarihi: 2011
Basıldığı Yer: Tibyan Yayıncılık  İZMİR, 2011