Ben aşkın narına pervane geldim
İsmail’im canı kurbana geldim
Leyla’nın zülüfü göründü bana
Mecnun’um ben bunda divane geldim
Yakup gibi ağlar iken Ken’an’da
Yusuf’un didârın görmeye geldim
Musa olup bir dem âsayı alıp
Emriyle Fir’avn’un cengine geldim
Şol Zülkarneyn gibi âlem gezerken
Menbâ-ı mağribin gölüne geldim
Bir gece Muhammed ile mi’râçta
Ev edna bahrını seyrana geldim
Seçildim binlerce insan içinde
Bugün ben dost ile sohbete geldim
Herkes gaflet ile yanar dururken
Nârından geçip de nuruna geldim
Kendimi bilmezdim, çiğ idim hamdım
Nice tecelliye uğradım yandım
Fenâfillah oldum, Hak ile doldum
Temiz ayna oldum zuhura geldim
Kenz-i mahfi idim ilm-i ezelde
Tâlibi’yim tende mihmâne geldim